Göç politikaları ekonomik güçleri rekabet testine sokuyor
September 24, 2025157 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika

Yazı Boyutu:
16
Amerikan sahnesinde, Başkan Trump H-1B türü nitelikli işçi vizelerinin ücretini 100 bin dolara yükselttiğini açıkladı; bu adım, Silikon Vadisi'ndeki teknoloji çevreleri tarafından "şok edici" olarak nitelendirildi. Bu karar, yabancı çalışanlar arasında geniş bir kafa karışıklığına yol açtı ve teknoloji şirketleri yeni değişikliklere uyum sağlamak için acele etti.
Öte yandan, İngiltere bu fırsatı değerlendirmek için hızlı davrandı; Maliye Bakanı Rachel Reeves, küresel zihinler için göç prosedürlerini kolaylaştırarak Amerikan politikalarına karşı bir plan açıkladı. Bu açıklama, Londra'daki "Revolt" şirketinin yeni küresel merkezinin açılışında yapıldı ve İngiltere'nin Londra'yı küresel yetenekler için çekici bir merkez haline getirmeyi hedeflediğini vurguladı.
Kanada ise bu fırsatı yakalamaya hazır görünüyordu; Başbakan Mark Carney, ülkesinin Amerikan politikalarındaki değişiklikten yararlanma niyetini belirtti. Tarihsel deneyimler, Kanada'nın daha önce Amerikan göç politikalarının sertleşmesinden faydalandığını gösteriyor; önceki dönemlerde nitelikli iş gücünde belirgin bir artış yaşandı.
Ama zorluklar karmaşadan yoksun değil; Kanada, göç politikaları hakkında iç tartışmalarla karşı karşıya ve oradaki maaşlar, Amerikan maaşlarının altında. İngiltere'de ise küresel yeteneklere açılma, Avrupa Birliği'nden çıkış sonrası zorluklarla çakışıyor.
Bu dönüşümler, küresel bilgi ekonomisinin geleceği hakkında derin sorular ortaya çıkarıyor. Bir yandan, Amerikan politikaları teknolojik üstünlüğünün en önemli unsurlarından birini tehdit ediyor; diğer yandan, diğer ekonomik güçler potansiyel boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Zihinler üzerindeki yarış, ekonomik meselenin ötesine geçerek ulusal kimlik ve jeopolitik etki konularını da kapsıyor. Küresel yetenekleri çekme yeteneği, ülkelerin yumuşak güç göstergesi haline geldi ve küresel dalgalanmalar çağında ekonomilerinin esnekliğinin bir ölçüsü oldu.
Soru şu: Rekabet eden ülkeler bu geçici fırsatı kalıcı stratejik kazançlara dönüştürmeyi başaracak mı? Cevap, bu ülkelerin ekonomik ortamın çekiciliği, hukuki sistemlerin esnekliği ve sosyal iklimin istikrarını bir araya getiren entegre sistemler kurma yetenekleriyle belirlenecek.
Öte yandan, İngiltere bu fırsatı değerlendirmek için hızlı davrandı; Maliye Bakanı Rachel Reeves, küresel zihinler için göç prosedürlerini kolaylaştırarak Amerikan politikalarına karşı bir plan açıkladı. Bu açıklama, Londra'daki "Revolt" şirketinin yeni küresel merkezinin açılışında yapıldı ve İngiltere'nin Londra'yı küresel yetenekler için çekici bir merkez haline getirmeyi hedeflediğini vurguladı.
Kanada ise bu fırsatı yakalamaya hazır görünüyordu; Başbakan Mark Carney, ülkesinin Amerikan politikalarındaki değişiklikten yararlanma niyetini belirtti. Tarihsel deneyimler, Kanada'nın daha önce Amerikan göç politikalarının sertleşmesinden faydalandığını gösteriyor; önceki dönemlerde nitelikli iş gücünde belirgin bir artış yaşandı.
Ama zorluklar karmaşadan yoksun değil; Kanada, göç politikaları hakkında iç tartışmalarla karşı karşıya ve oradaki maaşlar, Amerikan maaşlarının altında. İngiltere'de ise küresel yeteneklere açılma, Avrupa Birliği'nden çıkış sonrası zorluklarla çakışıyor.
Bu dönüşümler, küresel bilgi ekonomisinin geleceği hakkında derin sorular ortaya çıkarıyor. Bir yandan, Amerikan politikaları teknolojik üstünlüğünün en önemli unsurlarından birini tehdit ediyor; diğer yandan, diğer ekonomik güçler potansiyel boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Zihinler üzerindeki yarış, ekonomik meselenin ötesine geçerek ulusal kimlik ve jeopolitik etki konularını da kapsıyor. Küresel yetenekleri çekme yeteneği, ülkelerin yumuşak güç göstergesi haline geldi ve küresel dalgalanmalar çağında ekonomilerinin esnekliğinin bir ölçüsü oldu.
Soru şu: Rekabet eden ülkeler bu geçici fırsatı kalıcı stratejik kazançlara dönüştürmeyi başaracak mı? Cevap, bu ülkelerin ekonomik ortamın çekiciliği, hukuki sistemlerin esnekliği ve sosyal iklimin istikrarını bir araya getiren entegre sistemler kurma yetenekleriyle belirlenecek.