İsrail Knesset Araştırma ve Bilgi Merkezi tarafından yayımlanan bir rapor, 2020 yılından bu yana İsrail'den göç oranlarının endişe verici bir şekilde arttığını ortaya koydu. Ülkeyi terk eden ve geri dönmeyen yaklaşık 146 bin kişi ile negatif bir fark kaydedildiği belirtildi; bu durum, herhangi bir hükümet planının yokluğunda gerçekleşti.
Rapor, Ekim 2023'teki Gazze Savaşı'nın, güvenlik gerilimleri ve iç siyasi bölünmeler nedeniyle ayrılma oranlarının belirgin bir şekilde arttığı bir dönüm noktası olduğunu açıkladı.
Verilere göre, 2023 yılı boyunca yaklaşık 83 bin İsrailli ülkeyi terk etti; bu, bir önceki yıla göre %39'luk bir artış anlamına geliyor. 2024 yılının başından 2024 Ağustos'una kadar ise yaklaşık 50 bin kişi ayrıldı; bu oran, 2023'ün aynı döneminde kaydedilenle benzerlik gösteriyor.
Öte yandan, yurtdışından dönenlerin sayısında belirgin bir düşüş yaşandı; 2023'te sadece 24 bin 200 kişi geri dönerken, 2022'de bu sayı 29 bin 600'dü. 2024 Ağustos'una kadar geri dönenlerin sayısı ise 12 bin 100'ü geçmedi.
Bu dengesizlik, 2023'te 58 bin 600 kişilik bir negatif göç dengesinin zirveye ulaşmasına neden oldu; bu sayı, 2024 Ağustos'unda 36 bin 900 olarak kaydedildi.
Knesset Göç Komitesi Başkanı Giliad Kreif, durumu "tsunami" olarak tanımlayarak, birçok İsraillinin geleceklerini devletin dışında inşa etmeyi tercih ettiğini, geri dönmeyi seçenlerin sayısının ise azaldığını vurguladı. Ayrıca, yaşananların son iki yılda toplumun parçalanmasına ve sivil cepheye gereken önemin verilmemesine doğrudan bir sonuç olduğunu belirtti. Hükümetin net bir planının yokluğunun, önümüzdeki yıllarda durumu daha da kötüleştirebileceği konusunda uyardı.
Rapor, endişe verici göstergelere rağmen, İsrail hükümetinin göçü azaltmak veya yurtdışındaki vatandaşların geri dönüşünü teşvik etmek için herhangi bir organize planı olmadığını, bunun da demografik ve sosyal krizin derinleşmesine yol açtığını vurguladı.