Moda kuş tüylerinden vazgeçiyor mu? Güzellik ve merhamet arasında bir savaş

* Moda endüstrisi kuş tüylerinden ne zaman vazgeçecek?
Bu soru, Avrupa'daki son moda haftalarında kendini güçlü bir şekilde dayattı. Sentetik tüylerin kullanımı ile doğal kuş tüylerinin çevresel ve mali maliyetleri üzerine tartışmalar artarken, moda dünyası şıklık içinde çığlık atan bir arka plana sahip: "Kuşlar bedel ödüyor".
Gerçek tüy kullanımını yasaklama kampanyalarındaki ilerlemelere rağmen, Berlin, Amsterdam ve Melbourne'deki moda haftalarında cesur kararlar alınsa da, Paris, Milano, New York ve Londra'daki büyük uluslararası moda platformları hala doğal tüyler için kapılarını açıyor. Bu durum, alternatiflere geçmeme nedenleri hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.
* Sentetik tüyler... Ulaşılması zor bir hayal mi?
Doğal tüylerin bitkisel veya sentetik alternatiflerle değiştirilmesinin önündeki en büyük engellerden biri yüksek maliyetler ve bu alandaki araştırma ve yeniliklerin yavaş ilerlemesidir.
Birçok büyük moda evi, alternatif malzemelere tamamen geçiş yapmak için yeterli etki veya finansal kaynağa sahip olmadığını öne sürerken, diğer bazı evler çevre ve hayvanları korumak uğruna yüksek maliyetleri göze alıyor.
Çevre aktivistleri, bitkisel alternatiflerin kuşların yaşamına zarar vermeden aynı lüksü sağlayabileceğini savunarak, bu evleri doğal tüylerden tamamen uzaklaşmaya zorlayacak katı yasaların gerekliliğini vurguluyor. Bu, geri dönüştürülmüş veya özel çiftliklerde üretilmiş olsa bile geçerli.
* Milyonlarca kuş öldürülüyor... Ve itiraz sesleri yükseliyor
Yılda yalnızca tüy elde etmek için 3.4 milyar kuşun öldürüldüğü veya kötü muameleye maruz kaldığı tahmin ediliyor.
Bu çarpıcı rakam, kuş tüylerinin kullanımına karşı sert bir kampanya yürüten Britanyalı moda tasarımcısı Stella McCartney tarafından açıklandı. Instagram hesabında bu tür malzemelerin boykot edilmesi için sürekli çağrılar yaparak, şunları belirtti:
"Bu kuşların tüyleri genellikle canlıyken yolunur, ta ki ölünceye kadar".
Ve bazı kampanyaların, moda dünyasında balıkçıl kuşları ve papağanları gibi bazı kuş türlerini istismar edilmekten muaf tutmayı başarmasına rağmen, devekuşu, hindi ve ördek tüyleri hala geniş çapta kullanılmakta ve genellikle hayvan koruma derneklerinin eleştirilerine neden olan koşullarda elde edilmektedir.
* Lüks sembolünden ahlaki bir ikileme
Tüy, moda dünyasında yabancı bir unsur değildir. Yüzyıllardır, özellikle kadın şapkalarının süslenmesinde şıklığın ve ihtişamın sembolü olmuştur.
Zamanla, moda gösterimlerinde temel bir unsur haline gelmiş, sanat ve lüks arasında gidip gelmiş ve her bir farklılık arzusuyla birlikte yeniden sahneye çıkmıştır.
20. yüzyıla girerken, tüy talebinin artması, yaban kuşlarının ticari olarak sömürülmesine yol açtı. Bu durum, çevresel zararı azaltmak amacıyla tüy üretimi için özel çiftliklerin kurulmasına neden oldu.
Bugün, bazı tasarımcılar, kuşlara zarar vermeden elde edilen veya geri kazanılan tüyleri kullanarak daha etik seçenekler izlemeye çalışıyor.
Ancak bu çabalara rağmen, moda hala tüylerin cazibesine esir kalmış durumda; tüyler bazen azalsa da, her zaman tasarımcıların yaratıcılıklarıyla geri dönüyor veya hatta şarkılarla, 1961'de Zizi Jeanmaire'in ünlü "Tüylerim seni okşuyor" adlı şarkısında olduğu gibi, cesur tüyleri yeniden öne çıkarıyor.
* Şıklık... Ama ne bedelle?
Moda basitlik ve sürdürülebilirliğe yönelirken, tüy hala cesur ve lüks bir seçenek olarak cazibesini koruyor.
Bazıları özgür ve neşeli bir görünüm ararken, bazıları şıklığın sesleri olmayan varlıklar pahasına olmaması gerektiğini düşünüyor.
Acaba yakında tamamen doğal tüylerden arındırılmış moda gösterimleri görecek miyiz?
Yoksa modanın sesi, doğanın sesinden daha yüksek mi kalacak?