Amerikan politikası Birleşmiş Milletler çok taraflılığını tehdit ediyor
September 9, 202547 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika

Yazı Boyutu:
16
Çok taraflı diplomasi geleneklerine bağlılık konusunda Amerika Birleşik Devletleri'nin taahhütlerini sorgulatan bir adım olarak, Trump yönetimi, New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılacak uluslararası delegelerin girişine ek kısıtlamalar getirmeyi düşünüyor. Bu hareketler, Filistin Başkanı Mahmud Abbas'a vize verilmemesi yönündeki tartışmalı kararın ardından geliyor ve Amerikan dış politikasında tehlikeli bir dönüşümü işaret ediyor.
Hedef alınan ülkelerin olası listesindeki dikkat çekici nokta, siyasi ve coğrafi çeşitliliğidir. İran, Sudan ve Zimbabve gibi ülkelerin bulunması beklenirken, geleneksel olarak Genel Kurul'da onursal bir konuma sahip olan Brezilya'nın dahil edilmesi, yıllardır süregelen diplomatik protokolleri sarsan bir sürprizdir.
Önerilen kısıtlamalar, sadece giriş kısıtlamalarını aşarak, diplomatların günlük detaylarına müdahale etmeyi de içermektedir; örneğin, İranlı diplomatların önceden izin almadan toptan alışveriş yapmalarının engellenmesi gibi. Bu önlemler, vizelerin yalnızca bir güvenlik aracı olarak değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik baskı aracı olarak kullanılma eğilimini göstermektedir.
Bu politika, Amerika Birleşik Devletleri'nin tüm delegelerin katılımını kolaylaştırmayı taahhüt ettiği 1947 tarihli "İkamet Anlaşması" ruhuyla çelişmektedir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler'in diplomatik çok taraflılık için bir platform olarak güvenilirliğini tehdit etmektedir; zira bir ev sahibi ülke, vize verme yetkisini siyasi rakiplerini izole etmek için bir araç olarak kullanabilir.
Gerçek tehlike, Birleşmiş Milletler merkezinin küresel diyalog alanından siyasi çatışmalar arenasına dönüşmesidir; burada kısıtlamalar, siyasi duruşlara dayalı olarak değil, nesnel güvenlik gerekçeleriyle değil, uygulanmaktadır. Bu yol, uluslararası kurumların meşruiyetini zayıflatabilir ve acil küresel sorunları ele alma yeteneklerini azaltabilir.
Bu gelişmeler, temel bir soruyu gündeme getiriyor: Amerika Birleşik Devletleri, New York'un küresel diplomasi başkenti olarak kalmasını mı istiyor, yoksa burayı dar siyasi çatışmalar arenasına mı dönüştürmek istiyor? Bu sorunun yanıtı, önümüzdeki yıllarda uluslararası çok taraflılığın geleceğini belirleyecektir.
Hedef alınan ülkelerin olası listesindeki dikkat çekici nokta, siyasi ve coğrafi çeşitliliğidir. İran, Sudan ve Zimbabve gibi ülkelerin bulunması beklenirken, geleneksel olarak Genel Kurul'da onursal bir konuma sahip olan Brezilya'nın dahil edilmesi, yıllardır süregelen diplomatik protokolleri sarsan bir sürprizdir.
Önerilen kısıtlamalar, sadece giriş kısıtlamalarını aşarak, diplomatların günlük detaylarına müdahale etmeyi de içermektedir; örneğin, İranlı diplomatların önceden izin almadan toptan alışveriş yapmalarının engellenmesi gibi. Bu önlemler, vizelerin yalnızca bir güvenlik aracı olarak değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik baskı aracı olarak kullanılma eğilimini göstermektedir.
Bu politika, Amerika Birleşik Devletleri'nin tüm delegelerin katılımını kolaylaştırmayı taahhüt ettiği 1947 tarihli "İkamet Anlaşması" ruhuyla çelişmektedir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler'in diplomatik çok taraflılık için bir platform olarak güvenilirliğini tehdit etmektedir; zira bir ev sahibi ülke, vize verme yetkisini siyasi rakiplerini izole etmek için bir araç olarak kullanabilir.
Gerçek tehlike, Birleşmiş Milletler merkezinin küresel diyalog alanından siyasi çatışmalar arenasına dönüşmesidir; burada kısıtlamalar, siyasi duruşlara dayalı olarak değil, nesnel güvenlik gerekçeleriyle değil, uygulanmaktadır. Bu yol, uluslararası kurumların meşruiyetini zayıflatabilir ve acil küresel sorunları ele alma yeteneklerini azaltabilir.
Bu gelişmeler, temel bir soruyu gündeme getiriyor: Amerika Birleşik Devletleri, New York'un küresel diplomasi başkenti olarak kalmasını mı istiyor, yoksa burayı dar siyasi çatışmalar arenasına mı dönüştürmek istiyor? Bu sorunun yanıtı, önümüzdeki yıllarda uluslararası çok taraflılığın geleceğini belirleyecektir.