Netanyahu'nun Büyük İsrail İlanının Gizli Hedefleri

Benjamin Netanyahu'nun, "Nehirden denize kadar uzanan Büyük İsrail" vizyonuna bağlılığını açıkladığı son beyanı - sadece bir halk konuşması değil, son derece hassas bir zamanda siyasi ve ideolojik hedeflere ulaşmayı amaçlayan titiz bir stratejidir. Bu açıklamanın en önemli motivasyonlarından biri, Gazze Savaşı'nın başarısızlığını örtmektir; çünkü savaşın üzerinden 10 ay geçmesine rağmen İsrail, ilan edilen hiçbir hedefine ulaşamamış, Hamas'ı ortadan kaldırmamış, aksine popülaritesini artırmıştır. Rehineleri kurtarma konusunda başarısız olmuş ve ailelerinin güvenini kaybetmiştir.
Açıklama, askeri başarısızlıktan "genişleme hayaline" dikkatleri çekmektedir.
Netanyahu hükümeti, derhal Batı Şeria'nın ilhakını talep eden dini aşırıcılar ile uluslararası izolasyondan korkan pragmatik muhafazakârlar arasında iç bölünmeler yaşamaktadır.
Açıklama, sağcı tabanı memnun etmekte ve istifasını talep edenleri susturmaktadır.
Açıklama, iki devletli çözümü canlandırmak için uluslararası baskıların arttığı bir zamanda gelmektedir. Netanyahu'nun bu açıklamadaki mesajı: "Müzakere yok... Filistin tamamen bizim."
Bu açıklamanın en önemli tehlikeli sonuçlarından biri:
İki devletli çözümü nihayetinde sona erdirmek; çünkü bu açıklama, İsrail'in Filistinlilerin bir devlete sahip olma hakkını tanımadığını açıkça kabul etmekte ve Oslo Anlaşmaları'nın herhangi bir geçerliliğini sona erdirmektedir. Ayrıca ilhak yönünde bir adım olarak yerleşimlerin devamını haklı çıkarmaktadır.
Açıklama, Mısır'daki (Sinai) toprakları hedef almaktadır.
Ayrıca, normalleşme ülkelerinin istikrarını sarsma tehdidinde bulunmaktadır; çünkü genişleme niyetlerinin ifşa edilmesinin ardından bu ülkeler, anlaşmaları iptal etmek için halk baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Bu an, siyonist projeye karşı bir dönüm noktası mı olacak, yoksa uzun sessizlik kaydına mı eklenecek?