Netanyahu'nun mevcut durumu korumaktan yeni bir gerçekliği zorla dayatmaya geçişi

August 10, 202587 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika
Netanyahu'nun mevcut durumu korumaktan yeni bir gerçekliği zorla dayatmaya geçişi
Büyük bir stratejik dönüşümde, Benjamin Netanyahu liderliğindeki İsrail, Orta Doğu'daki mevcut durumun "koruyucusu" rolüyle yetinmiyor, aksine askeri güçle bölgenin haritasını yeniden çizmeye giderek artan bir şekilde çaba sarf ediyor. Bu, Foreign Policy dergisinde yayınlanan kapsamlı bir analizde belirtiliyor. Bu analiz, İsrail'in sınırlı saldırılar stratejisinden tehditleri kontrol etmeye yönelik çabasını, Suriye'deki tırmanışla birlikte "kapsamlı zafer" ve rejimleri değiştirme arayışına nasıl dönüştüğünü gözler önüne seriyor; İsrail, 2024 Temmuz'unda Süveyda olayları sırasında 24 saat içinde 160'tan fazla hava saldırısı gerçekleştirdi ve bu saldırıları Dürzi topluluğunu koruma iddiasıyla yaptı.
Doğrudan askeri varlığını Suriye topraklarında genişletmek ve yaklaşık 200 km²'lik bir alanı işgal etmek, ayrıca Suriye ve Lübnan'daki İran hedeflerine yönelik tekrar eden saldırılar düzenlemek, "direniş ekseninin" yeteneklerini etkisiz hale getirme amacı taşımaktadır.
Ayrıca, Gazze'deki ateşkes girişimlerini boşa çıkarmak için çaba sarf etti ve Filistinlilerle herhangi bir siyasi uzlaşmayı reddetti.
Netanyahu, düşman rejimlerin (örneğin Gazze'deki Hamas ve Lübnan'daki Hizbullah) devrilmesinin ve İran'ın zayıflatılmasının, İsrail'in hâkim güç olacağı "yeni bir Orta Doğu" yaratacağını düşünüyor; bu, geniş bir Arap normalleşmesi ile birlikte. Ancak bu vizyon, Gazze'deki savaşın ardından Arap halkının normalleşmeye karşı gösterdiği büyük direniş gibi büyük zorluklarla karşı karşıya. Ayrıca, Batılı müttefiklerin (örneğin Amerika Birleşik Devletleri) bölgenin kapsamlı bir savaşa sürüklenmesinden duyduğu endişe de var.
Netanyahu'nun diplomasiye karşı bir direnişi olduğu görünmektedir çünkü askeri güce güveniyor ve İsrail'in teknolojik ve askeri üstünlüğünün, müzakereler olmadan şartlarını dayatmasına izin verdiğine inanıyor.
İsrail'in bölgede rejimleri değiştirme isteği, yeni Suriye Cumhurbaşkanı (Ahmet Şerif) devrilmesi ya da Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'ın "kurtarılması" gibi İsrailli bakanların yaptığı açıklamalarda açıkça görülmektedir ve bu, Amerikan desteğinden yararlanmayı içeriyor.
Bazı Amerikalı yetkililerin Netanyahu'ya yönelik eleştirilerine rağmen, Trump yönetimi İsrail'e askeri ve siyasi desteği durdurmadı.
İsrail'in tırmanışı, taktiksel zaferler elde edebilir, ancak Arap devletlerinin halklarının öfkesini İsrail lehine riske atmayacağı için normalleşme fırsatlarını derinlemesine etkileyen stratejik sorunları da derinleştiriyor; özellikle Suriye ve Gazze'deki rastgele saldırılar, bölgesel düşmanlığı artırdı. Washington'un da artık İsrail'in başlattığı ve kendisini içine çektiği bir bölgesel savaş istemediği açık.
İsrail'in mevcut durumu zorla dayatma yönündeki dönüşümü kısa vadeli kazançlar sağlayabilir, ancak uluslararası alanda İsrail'i tecrit etme tehdidi oluşturuyor; çünkü uluslararası hukuku sürekli ihlal etmesi ve Gazze, Lübnan ve Suriye'deki çatışmaları siyasi çözümler olmadan uzatması, bölgesel istikrarı sarsarak bölgeyi geri dönüşü olmayan çatışmalara sürükleyebilir.

Haberi Paylaş

Etiketler