Netanyahu ve Macron.. Ortadoğu İttifaklarını Yeniden Çizen Açıklamalar Savaşı

August 20, 202513 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika
Netanyahu ve Macron.. Ortadoğu İttifaklarını Yeniden Çizen Açıklamalar Savaşı
Fransa'nın başkenti Paris'in kalbinden, köklü diplomasi tarihine sahip bu şehirden, işgal altındaki Kudüs'teki Knesset ofislerine, nefret ve genişleme söylemleri arasında, işgalci Başbakan Benjamin Netanyahu ile Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında eşi benzeri görülmemiş bir kelime savaşı patlak verdi. Bu sefer, savaş yerleşim yerleri veya sınırlar hakkında değil, tarihi bir Fransız kararı hakkında: Filistin Devleti'ni tanıma.
Netanyahu, Fransız kararını reddetmekle yetinmedi, Macron'u Paris sokaklarında "antisemitizmi körüklemekle" suçlayacak kadar ileri gitti. Netanyahu'nun dikkatle seçtiği bu kelimelerin, Fransa'daki Yahudi topluluğunun derinliklerine ulaşacağını biliyor ve ayrıca, uzun zamandır Yahudilerin güven içinde yaşama hakkını savunan bir devlet başkanını da kızdıracağını biliyor.
Ancak Fransız cumhurbaşkanlığı sarayı sessiz kalmadı. Tarihi Elysee Sarayı'nın duvarlarından, Netanyahu'nun açıklamalarını "aşağılık ve yanlışlarla dolu" olarak nitelendiren sert bir yanıt geldi. Bu sadece suçlamayı reddetmekle kalmadı, aynı zamanda Fransa'nın kimsenin itibarını lekelemesine veya Yahudilerin acılarını siyasi amaçlar için istismar etmesine izin vermeyeceğinin bir onayıydı.
Bu sözlü savaşın gerçek arka planı, sadece diplomatik bir tanımadan daha fazlasını içeriyor. Macron liderliğindeki Fransa, barış sürecinde geleneksel arabulucu rolünü yeniden kazanmaya çalışırken, Netanyahu, Filistin meselesini İsrail içindeki iç çatışmalar ve bölgesel ittifaklar için bir rehine olarak tutmaya çalışıyor.
Fransız kararı boşuna değil. Uluslararası diplomasi büyük değişimlerden geçerken, birçok ülke Filistin-İsrail çatışmasına yönelik tutumlarını yeniden değerlendirmeye başlamış durumda, özellikle son Gazze'deki askeri tırmanış ve Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetlerinin artmasının ardından.
Macron, Netanyahu'nun baskılarına boyun eğmeyi reddederek, net bir mesaj gönderiyor: Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olma hakkı artık müzakere edilebilir bir konu değil. Bu şekilde, işgalin devamını reddeden ve iki devletli çözüm talep eden artan uluslararası bir dalgaya katılıyor.
Netanyahu ise antisemitizm kartını kullanarak tartışmayı Filistinlilerin haklarından Yahudilerin korunmasına kaydırmaya çalışıyor.
Bu diplomatik kriz, Ortadoğu'daki ittifaklarda daha derin bir dönüşümün habercisi olabilir. Fransa, cesur kararıyla, diğer Avrupa ülkelerini benzer adımlar atmaya teşvik edebilir, bu da İsrail'i diplomatik olarak izole eder ve müzakere masasına geri dönmesi için baskı yapar.
Netanyahu ve Macron arasındaki çatışma, sadece iki lider arasında bir kavga değil, bölgenin geleceği için iki farklı vizyon arasındaki bir savaştır: biri mevcut durumu korumak isterken, diğeri gerçek bir değişim için çaba gösteriyor. Önümüzdeki aylar, hangi vizyonun Ortadoğu'nun kaderini çizeceğini gösterecek.

Haberi Paylaş