Çin ve Rusya, küresel jeopolitik haritayı yeniden şekillendirmeye çalışıyor; peki, hangi önlemler?
September 4, 2025118 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika

Yazı Boyutu:
16
Enerji alanındaki küresel ittifaklarda derin bir stratejik dönüşümü yansıtan bir adım olarak, Çin, Rusya ile dev enerji projeleri aracılığıyla ortaklığını güçlendirmeye devam ediyor ve böylece Amerikan baskılarına ve Batı yaptırımlarına meydan okuyor. Bu hareketler, sadece geçici ticari anlaşmalar değil, aynı zamanda dünyanın enerji jeopolitik haritasının yeniden çizilmesidir.
"Sibirya Gücü 2" projesi, Rus gazını ithal etme konusunda Pekin ve Moskova arasındaki artan işbirliğinin en son halkasını temsil ediyor. Bu dev proje, yıllık 40 milyon tonun üzerinde doğal gaz ekleyecek ve Çin'i Rus gazının en büyük ithalatçısı haline getirecek, böylece Ukrayna savaşından önce Rus enerji ihracatlarının ana tüketicisi olan Avrupa pazarına olan geleneksel bağı aşmış olacak.
Buradaki jeopolitik mesaj net: Amerika Birleşik Devletleri, küresel enerji pazarındaki hakimiyetini pekiştirmeye çalışırken, Çin alternatif ittifaklarını güçlendirmeyi seçiyor.
Zamanlama tesadüf değildi. Çin'in Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılığını artırma kararı, Trump yönetiminin kapsamlı gümrük tarifeleri uygulamasının ardından geldi ve Şi Cinping, Amerikan sıvı doğal gazına ek vergiler koyarak yanıt verdi. Bu hareketler, iki süper güç arasındaki gerilimin artışını ve bunun küresel enerji pazarları üzerindeki doğrudan etkisini yansıtıyor.
Bu Çin-Rus işbirliği, Amerikan stratejisine doğrudan bir meydan okuma oluşturuyor. Washington, Rusya'yı ekonomik olarak izole etmeye çalışırken, Pekin, Moskova'ya enerji ihracatları için hayati bir çıkış sunuyor. Bernstein analistleri, Rus gazının, 2030'lu yıllarda Çin'in ihtiyaçlarının %20'sini karşılayacağını öngörüyor; bu oran şu anda %10.
Ancak bu ortaklık, zorluklardan yoksun değil. Rusya, Çin'in yerel fiyatlarına yakın düşük fiyatları kabul etmek zorunda kalabilir, bu da ekonomik sürdürülebilirliğini zayıflatır. Ayrıca, projenin uygulanması için uzun bir zaman dilimi - 2030 sonrası bekleniyor - birçok jeopolitik değişken için alan bırakıyor.
En net mesaj, Çin'in Amerikan yaptırımlarına tabi olan Kuzey Kutbu 2 projesinden ilk sıvı doğal gaz yükünü ithal etmesiyle geldi. Bu adım, Trump yönetiminin yaptırımları uygulama iradesine açık bir test niteliği taşıyor ve Pekin'in Amerikan baskılarının enerji seçeneklerini belirlemesine izin vermeyeceğini doğruluyor.
"Sibirya Gücü 2" projesi, Rus gazını ithal etme konusunda Pekin ve Moskova arasındaki artan işbirliğinin en son halkasını temsil ediyor. Bu dev proje, yıllık 40 milyon tonun üzerinde doğal gaz ekleyecek ve Çin'i Rus gazının en büyük ithalatçısı haline getirecek, böylece Ukrayna savaşından önce Rus enerji ihracatlarının ana tüketicisi olan Avrupa pazarına olan geleneksel bağı aşmış olacak.
Buradaki jeopolitik mesaj net: Amerika Birleşik Devletleri, küresel enerji pazarındaki hakimiyetini pekiştirmeye çalışırken, Çin alternatif ittifaklarını güçlendirmeyi seçiyor.
Zamanlama tesadüf değildi. Çin'in Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılığını artırma kararı, Trump yönetiminin kapsamlı gümrük tarifeleri uygulamasının ardından geldi ve Şi Cinping, Amerikan sıvı doğal gazına ek vergiler koyarak yanıt verdi. Bu hareketler, iki süper güç arasındaki gerilimin artışını ve bunun küresel enerji pazarları üzerindeki doğrudan etkisini yansıtıyor.
Bu Çin-Rus işbirliği, Amerikan stratejisine doğrudan bir meydan okuma oluşturuyor. Washington, Rusya'yı ekonomik olarak izole etmeye çalışırken, Pekin, Moskova'ya enerji ihracatları için hayati bir çıkış sunuyor. Bernstein analistleri, Rus gazının, 2030'lu yıllarda Çin'in ihtiyaçlarının %20'sini karşılayacağını öngörüyor; bu oran şu anda %10.
Ancak bu ortaklık, zorluklardan yoksun değil. Rusya, Çin'in yerel fiyatlarına yakın düşük fiyatları kabul etmek zorunda kalabilir, bu da ekonomik sürdürülebilirliğini zayıflatır. Ayrıca, projenin uygulanması için uzun bir zaman dilimi - 2030 sonrası bekleniyor - birçok jeopolitik değişken için alan bırakıyor.
En net mesaj, Çin'in Amerikan yaptırımlarına tabi olan Kuzey Kutbu 2 projesinden ilk sıvı doğal gaz yükünü ithal etmesiyle geldi. Bu adım, Trump yönetiminin yaptırımları uygulama iradesine açık bir test niteliği taşıyor ve Pekin'in Amerikan baskılarının enerji seçeneklerini belirlemesine izin vermeyeceğini doğruluyor.