Güney Suriye'de İhlaller ve Uluslararası Rapor, İsrail Güçlerini Savaş Suçlarıyla Suçluyor

Ayrıntılı rapor, onlarca ailenin köylerinden zorla göç ettirildiğini ve işgal altındaki Golan bölgesindeki el-Hamidiyah köyünde en az 12 evin yıkıldığını belgeliyor. Örgütün topladığı tanıklara göre, aileler uygun alternatifler veya geri dönüş garantileri sağlanmadan göç etmeye zorlandı ve İsrail güçleri mülkleri gasp edip geçim kaynaklarını yok etti.
Rapor ayrıca, 8 Suriyeli sivilin, bir çocuk da dahil olmak üzere, yasal bir suçlama olmaksızın ve dış dünya ile iletişim kurmalarına izin verilmeden İsrail'e götürüldüğünü belirtiyor. Bu uygulamalar, örgüte göre, Cenevre Sözleşmeleri ve uluslararası insani hukuka açık bir ihlal teşkil ediyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu önlemlerin "meşru bir askeri ihtiyaçla gerekçelendirilmediğini", aksine nüfusun temel haklarından mahrum bırakılmasına yönelik sistematik bir politikanın parçası olduğunu vurguluyor. Rapor, bu uygulamaları, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı benzer baskı politikalarıyla ilişkilendiriyor.
Bu gelişmeler, Aralık ayında Esad rejiminin çöküşünden sonra başlayan İsrail askeri varlığının Güney Suriye'deki genişlemesi bağlamında ortaya çıkıyor. İsrail'in askeri operasyonları, Güney Suriye'yi "silahsızlandırma" ve belirsiz bir süre için askeri varlığını sürdürme niyetini teyit eden resmi açıklamalarla birlikte gerçekleşiyor.
Örgüt, tepkisi olarak, hükümetleri İsrail'e askeri desteği askıya almaya ve bu ihlallerden sorumlu olanlara yaptırımlar uygulamaya çağırdı; ayrıca uluslararası toplumu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni desteklemeye ve hesap verebilirlik sağlamak için harekete geçmeye davet etti.
Bu suçlamalar, Suriye sahnesindeki karmaşıklıklara yeni bir boyut ekliyor ve çok katmanlı çatışmaların yaşandığı bölgelerde sivillerin korunmasına yönelik mekanizmalar hakkında sorular doğuruyor. Güney Suriye'deki durum, artan insani acıları durdurmak için ciddi bir uluslararası müdahale bekleyen karmaşık dosyalardan biri olmaya devam ediyor.