Petrol şirketlerinin Suriye'ye dönüş hayalleri gerçeklerin zorluklarıyla karşılaşıyor

"Gulf Sands" şirketi, Suriye petrol sahnesine yabancı değil. Şirket, 2003 yılında, Suriye'nin kuzeydoğusundaki "Block 26" sahasını geliştirmek için Çinli "Sinochem" şirketi ile bir üretim paylaşım anlaşması yaparak ülkeye girmişti. Bu saha, 2011 yılında yaptırımlar ve güvenlik koşulları nedeniyle operasyonların durmasından önce günde yaklaşık 25 bin varil petrol üretiyordu.
İngiliz şirket şimdi, yasal ve şeffaf bir şekilde petrol kaynaklarını yatırmayı hedefleyen "Umudun Projesi"ni sunuyor ve tahminlerine göre yıllık 20 milyar dolara kadar gelir elde etme potansiyeli olduğunu belirtiyor. Ayrıca, sahada çıkarılabilir bir milyardan fazla varil kaynak bulunduğunu ve üretimin günde 100 bin varile kadar artırılabileceğini vurguluyor.
Ancak yeniden inşa süreci, güvenlik zorlukları ve ekonomik kayıplarla dolu bir yol olarak devam ediyor. Şirketin tahminlerine göre kayıplar 14 milyar dolara kadar çıkıyor ve altyapının, zarar gören tesislerin rehabilitasyonu için büyük yatırımlara ihtiyacı var; ayrıca işletme ortamının uluslararası şirketler için istikrar ve şeffaflık koşullarını sağlaması gerekiyor.
Bu müzakereler, Suriye hükümetinin yıllarca süren izolasyonun ardından uluslararası yatırımları çekme yeteneğinin gerçek bir testini temsil ediyor. Başarı, diğer petrol şirketlerinin geri dönüşü için kapıları açabilirken, başarısızlık Suriye ekonomisini ilk aşamaya geri döndürebilir.
Dünya bu gelişmeleri bekliyor; Suriye petrolü, özellikle yeniden inşa için artan ihtiyaçlarla birlikte, küresel enerji dengesinde merkezi bir rol oynayabilir. Ancak başarı, tüm tarafların siyasi anlaşmazlıkları aşma ve Suriye halkının ekonomik çıkarlarını önceliklendirme yeteneğine bağlı olacaktır.