Ünlü Mısırlı iş kadını Nawal El-Dajwi'nin torunu Ahmed El-Dajwi'nin ölümüyle ilgili olarak, kardeşi Amr El-Dajwi sessizliğini bozarak, ölümün daha önce yetkililer tarafından açıklandığı gibi bir intihar olmadığını, aksine "planlı ve profesyonel bir cinayet" olduğunu açıkladı.
Olayın üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra, Amr El-Dajwi, bu sabah Çarşamba günü, Facebook hesabı üzerinden özel bir araştırma sonucunu duyuran bir açıklama yayınladı. Bu araştırmada, Mısır içinden ve dışından bir grup adli tıp uzmanı ve kriminal araştırma delilleri ile çalıştığını belirtti ve onları "tarafsız bilimsel bir elit" olarak tanımladı.
Amr, paylaşımında şunları söyledi:
"Uzmanlar, cinayet mahallini birkaç kez inceledikten ve onaylı bilimsel kaynaklara başvurduktan sonra, kardeşimin intihar etmediğini, aksine profesyonel bir cinayet girişimine maruz kaldığını, önce uyuşturulduğunu ve sonra kontrol altına alındığını belirlediler."
* Şok edici deliller .. Cinayetin ipuçları
Amr'ın dayandığı raporda, birkaç şüpheli delil belirtildi, bunların en önemlileri:
_ Villanın güvenlik kameralarında kör noktaların bulunması.
_ Ev duvarında tırmanma izleri.
_ Kurbanın sağ elinde belirgin morluklar ve sertleşme.
_ Ahmed'e ait dizüstü bilgisayarın kaybolması ve önemli belgelerin kaybolması.
Resmi hikaye, Ahmed El-Dajwi'nin ruhsal bozukluklar nedeniyle ruhsatlı bir silah kullanarak intihar ettiğini iddia ederken, Amr şöyle dedi:
"Bu doğru değil, adli tıp ve psikiyatri uzmanlarının hepsi, kardeşimin herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olmadığını, aksine ölümünden önceki dönemde, özellikle takip ettiği bazı davalarda ilerleme kaydettiği için en üst düzeyde bir iyimserlik içinde olduğunu belirttiler."
* Resmi talep: Soruşturmanın yeniden açılması
Paylaşımının sonunda, Amr El-Dajwi, uzmanlar tarafından hazırlanan tam raporun bir kopyasını ekleyerek, kamu savcılığını ve ilgili makamları davadaki soruşturmaların yeniden açılması için talepte bulundu. Katilin kimliğini ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamak gerektiğini vurguladı ve "Ahmed'e olanlar, yakın kişilerden gelen bir ihanet ve aldatmadır" dedi.
* Hikaye, Nawal El-Dajwi'nin evinden büyük bir hırsızlıkla başladı
Dava, geçen Mayıs ayında, Dr. Nawal El-Dajwi'nin evinden büyük bir hırsızlığın ortaya çıkmasıyla başladı.
Çalınan eşyaların değeri o zaman şöyle tahmin edildi:
_ 50 milyon Mısır poundu nakit
_ 3 milyon Amerikan doları
_ 350 bin İngiliz sterlini
_ 15 kilogram altın takı
Bunun ardından, Nawal'ın torunları Ahmed ve Amr El-Dajwi'ye, 6 Ekim şehrindeki lüks bir konut kompleksinde villanın kasalarındaki eşyaları çalma suçlamasıyla resmi bir şikayet yapıldı.
* Suçlamadan günler sonra gizemli ölüm
Bu gelişmelerden sadece 4 gün sonra, Ahmed El-Dajwi'nin evinde, dışarıdan döndükten birkaç saat sonra cesedi bulundu.
O zaman güvenlik yetkilileri, ölümün ruhsatlı bir silahın ateşlenmesi sonucu olduğunu duyurdu ve olayı "intihar" olarak kaydetti.
Aile, özellikle kardeşi Amr, olayın planlı olduğunu ısrarla belirtti.
Amr'ın olaydan sonra attığı bir tweet daha fazla tartışma yarattı; "Kardeşim intihar etmedi, gerçek ortaya çıkana kadar taziye kabul etmiyoruz" yazdı.
Bu da yeni soruların kapısını açtı:
Ahmed'in öldürülmesinde üçüncü bir tarafın rolü var mı?
Ahmed ve kardeşi Amr'a hırsızlık suçlaması mı uyduruldu, itibarlarını zedelemek için mi?
* Ailenin avukatı açıklıyor .. Önceki anlaşmazlıklar su yüzüne çıkıyor
Öte yandan, Ahmed ve Amr'ın avukatı Yasir Saleh, müvekkili ile büyükannesi Nawal El-Dajwi arasında 3 yıldır süren hukuki anlaşmazlıklar olduğunu ve bu anlaşmazlıkların savcılıklar tarafından bilindiğini belirtti. Nawal El-Dajwi'nin torununa yöneltilen suçlamaların detaylarını bilmediğini ve bilseydi, "bu durumu kabul etmeyeceğini" ifade etti.
Avukat, "Önümüzdeki saatlerde yeni sürprizler açıklayacağını" vaat etti.
* Mısır sokakları tepki veriyor .. Soruşturmalara dikkatler yoğunlaşıyor
Bu gelişmeler, Mısır'daki sosyal medya platformlarında tartışma yarattı; binlerce kullanıcı, Ahmed El-Dajwi'nin ölümüyle ilgili soruşturmaların yeniden açılmasını ve bu olayla bağlantılı herkesin hesap vermesini talep etti. Özellikle birçok soruya net cevapların olmaması nedeniyle.
Mısır kamuoyu, yetkililerden hızlı bir hareket beklerken, gerçeklerin tamamen kanıtlanması için beklemeye devam ediyor .. Ahmed bir aile komplosunun kurbanı mıydı? Yoksa gerçek tamamen başka bir yerde mi?