"Yedioth Ahronoth": Türkiye'nin Suriye'deki hareketleri nedeniyle artan İsrail endişeleri

"Yedioth Ahronoth" gazetesinde yayımlanan bir analiz, Suriye'deki Türk hareketleri nedeniyle İsrail ordusunda artan güvenlik endişelerini ortaya koydu; özellikle geçen yılın sonlarında Beşar Esad rejiminin çöküşünden sonra.
Askeri analist Ron Ben-Yishai, Türkiye'nin Suriye'deki siyasi ve güvenlik boşluğunu doldurmaya çalıştığını, Şii etkisine karşı koymak için Sünni İslamcı bir ittifak oluşturarak bölgesel etkisini artırmaya çalıştığını vurguladı.
Rapor, İsrail'in bu hareketlere karşılık olarak birkaç Suriye askeri üssünü hedef alan hava saldırıları düzenlediğini, bunlar arasında Homs'taki "T4" havaalanının da bulunduğunu belirtti; bu saldırılar, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşmanca açıklamalarının ardından gerçekleşti.
Analize göre, bu saldırıların amacı, Suriye'de gelişmiş hava savunma sistemleri konuşlandırma iddialarını engellemekti.
Rapor ayrıca, İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz'ın, Suriye hükümetine İsrail'in güvenliğine tehdit oluşturan herhangi bir askeri varlığa izin vermemesi konusunda uyardığını, İsrail'in korunmasının "kırmızı bir çizgi" olduğunu vurguladığını belirtti.
Ben-Yishai, İsrail'in "Yeni Osmanlıcılık" olarak gördüğü politikanın, Türkiye'nin Suriye ve Irak dahil olmak üzere birçok ülkede askeri üsler kurarak etkisini genişletmeyi amaçladığını açıkladı; bu durum, Doğu Akdeniz'deki enerji tedarik yollarını kontrol etme çabası olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, Suriye'deki yeni askeri gücün Türkiye yanlısı bir güç haline gelme olasılığından endişe duyulduğunu, özellikle "Şam Kurtuluş Cephesi"nden eski unsurların Türk desteğiyle bu gücü oluşturması durumunda bu endişenin arttığını ifade etti.
Analist, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığının iki yönlü bir tehdit oluşturduğunu; askeri olarak İsrail'in hareket özgürlüğünü kısıtlayarak ve siyasi olarak Suriye'nin kuzeyinden Ürdün ve Filistin'e uzanan bir Sünni eksen oluşturarak, geleneksel Şii ekseninin yerini alabileceğini belirtti.
Tırmanışa rağmen, rapor, İsrail'in Washington ile işbirliği içinde Suriye'deki etki alanlarını bölme konusunda açıklanmayan diplomatik çabalarını ortaya koydu: Kuzey Türkiye'ye, kıyı Rusya'ya, güney İsrail'e, doğudaki petrol zengini bölgeler ise Amerika Birleşik Devletleri'ne, diğer bölgeler ise durum stabil hale gelene kadar geçici bir yönetim altında olacak şekilde.
Ben-Yishai, İsrail'in Türkiye ile hala iletişim kanallarına sahip olduğunu, bu durumun ortak istihbarat ve ekonomik işbirliği ile NATO'ya üyeliğinden kaynaklandığını, İran ile olan gergin ilişkilerin aksine olduğunu belirtti.
Rapor, Türk dosyasının Suriye'deki durumunun, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump arasında beklenen zirvenin ana gündem maddelerinden biri olacağını; bunun yanı sıra İran'ın nükleer dosyası ve Gazze'deki esirler meselesinin de gündemde olacağını belirtti.