Wall Street, son iki gündür şiddetli bir mali depremle sarsıldı; Amerikan piyasaları, 2008 küresel mali krizinden bu yana en kötü kanama dalgasında 6 trilyon doları aşan şaşırtıcı kayıplar yaşadı.
Sebep? Washington ile Pekin arasındaki ticaret savaşındaki keskin tırmanış, finansal piyasalarda toplu bir panik ateşini ateşledi ve yatırımcıları artan belirsizlik içinde yoğun satış yapmaya yönlendirdi.
Çöküş, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük tarifeleri getirdiğini açıklamasıyla başladı; bu adımı "özgürlük günü" olarak nitelendirdi. Çin, hızlı bir şekilde ABD'den yaptığı tüm ithalatlara %34 oranında gümrük vergisi koyarak gerilimi artırdı ve piyasalarda bir panik dalgası başlattı.
NASDAQ endeksi, Aralık ayında kaydedilen en yüksek seviyesinden %21'den fazla düşerek, resmi olarak ayı piyasasına girdi ve bu durum, krizin derinliğini ve yatırımcıların yaşadığı psikolojik baskının ağırlığını açıkça gösterdi.
Darbenin etkisi sadece hisse senetleriyle sınırlı kalmadı; enerji piyasalarına da yayıldı. Brent petrolünün vadeli işlemleri, Ağustos 2021'den bu yana en düşük seviyesine gerileyerek küresel büyüme beklentilerinde keskin bir düşüşü yansıttı.
Çöküş hızlandıkça, "JP Morgan" bankası, ABD ekonomisinin resesyona girme olasılığını %60'a çıkardı; bu, iş gücü piyasasındaki zayıflık ve yerel talepteki belirgin yavaşlama gibi endişe verici sinyallere dayanıyordu.
Gösterge endeksler açısından, Wall Street borsası, Mart 2020'den bu yana en büyük haftalık kayıplarını yaşadı; S&P 500 endeksi %9.08, NASDAQ %10.02 ve Dow Jones %7.86 düştü. Bu endeksler, pandeminin başlangıcından bu yana en büyük günlük çift düşüşü kaydetti.
Bu karamsar manzara altında, küresel ekonomi kritik bir kavşakta duruyor; herkes, fırtınayı kontrol altına almak için mali karar alıcıların bir sonraki adımlarını bekliyor, yoksa durum daha da kötüleşip kontrolden çıkabilir.