UNESCO, dünya mirası alanlarının yaklaşık %40'ının Orta Doğu bölgesinde bulunduğunu açıkladı ve "tehlike altındaki liste"de yer alan 56 alanın yarısının silahlı çatışmalar nedeniyle doğrudan tehdit altında olduğunu belirtti.
İlan, Paris'te düzenlenen 47. Genişletilmiş Dünya Mirası Komitesi toplantısının başlamasıyla geldi. Toplantıda, UNESCO'nun dünya mirası listesine dahil edilmek üzere aday gösterilen 30 yeni alanın dosyaları inceleniyor. Bu alanlar arasında tarih öncesi mağaralar, ormanlar ve deniz ekosistemleri bulunmaktadır.
UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, kültürün küresel zorluklarla başa çıkmak için çözümlerin merkezinde olması gerektiğini vurgulayarak, başta çatışmalar ve iklim değişikliği olmak üzere büyük küresel zorluklarla mücadele etmek için kültürün önemli olduğunu belirtti.
Azoulay, dünya mirası alanlarının yaklaşık dörtte üçünün ciddi su riskleri gibi suyla ilgili tehlikelerle karşı karşıya olduğunu, kuraklık ve seller gibi tehlikelerin yanı sıra aşırı turizm baskısının da arttığını belirtti.
Geçerli oturum, Birleşik Arap Emirlikleri, Polonya, Kamboçya ve Sierra Leone dahil birkaç ülkenin taleplerine sahne olmaktadır. Ayrıca, Gine-Bissau'nun Bijagós Takımadaları Koruma Alanı ve Sierra Leone'nin Gola Tiwai Ormanları gibi nadir ve tehlikede olan türlerin bulunduğu alanları aday göstererek iki Afrika ülkesi ilk kez yarışa katıldı.
Yeni alanların incelenmesiyle eş zamanlı olarak, mevcut listede yer alan yaklaşık 250 alan gözden geçiriliyor ve değerlendiriliyor, bu da dünya çapındaki kültürel mirasın durumu hakkında kapsamlı bir bakış sunuyor.
Bölgesel dosyada, UNESCO, Suriye'deki faaliyetlerini yeniden başlattığını duyurdu ve özellikle Şam Ulusal Müzesi'ni ve Halep'teki arkeolojik alanları korumaya odaklandığını belirtti. Ayrıca, 2023 yılından bu yana Gazze'deki kültürel alanlara verilen zararları uydu görüntüleri aracılığıyla aktif olarak takip etmekte ve uygun koşullar sağlandığında müdahale etmeyi planlamaktadır.
2023 Eylül'ünde, UNESCO Konferansı, Batı Şeria'daki Jericho'daki Tül Sultan Arkeolojik Alanı'nı Filistin'deki Dünya Mirası Listesi'ne dahil etmeyi kabul etti. Bu karar, Filistin devletini tanımayan ve alanda kontrolü olan İsrail'i kızdırdı.