İngiltere'de Göç Krizi Tırmanıyor, Göçmenlerin Otelde Barınması Yasaklandı
August 22, 202559 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika

Yazı Boyutu
16
İngiltere İçişleri Bakanlığı, dün Cuma günü, Londra'nın kuzeyindeki Epping şehrinde bir otelin sığınmacıları geçici olarak kabul etmesini durdurma kararına itiraz ettiğini açıkladı. Bu karar, Temmuz ayından bu yana bölgede patlak veren göç karşıtı protestoların ardından alındı.
Mahkeme kararına göre, otelde kalan göçmenlerin 12 Eylül'e kadar otelden ayrılması gerekecek, bu durum geniş bir tartışma ve hükümet çevrelerinde artan bir endişe yarattı.
Bu karar, benzer davalarda referans olarak kullanılabilecek bir hukuki emsal oluşturuyor, bu da hükümetin sığınmacı dosyalarıyla ilgili çabalarını engelleyebilir. Özellikle, sığınma talepleri incelenirken onlara geçici barınma sağlama konusundaki yasal yükümlülük göz önüne alındığında.
İlk resmi tepki olarak, Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Dan Jarvis, hükümetin karara itiraz edeceğini belirtti ve "Sığınmacıları barındırmak için otellerin kullanımını sona erdirmekle yükümlüyüz, ancak bunu düzenli ve planlı bir şekilde gerçekleştirmeliyiz" dedi. Ayrıca, itirazın yeni politikaların uygulanması ile sığınmacılara karşı yasal yükümlülüklerin saygı gösterilmesi arasında bir denge sağlama çerçevesinde yapıldığını vurguladı.
Önceki Muhafazakar Parti hükümetleri, göçmenler için geçici barınma olarak otellere geniş ölçüde başvurmuştu. İşçi Partisi, Başbakan Keir Starmer liderliğinde bu politikayı "pahalı ve etkisiz" olarak nitelendirerek, 2029 yılına kadar tamamen sona erdireceğine söz verdi. Bu, göç politikalarını sıkılaştırma ve kamu harcamalarını rasyonelleştirme çabalarının bir parçasıydı.
Bu vaatlere rağmen, rakamlar göçmen sayısında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Starmer hükümeti devraldığından beri, 50 binden fazla kişi küçük botlarla İngiltere kıyılarına ulaştı.
Ayrıca, Haziran 2024 ile Haziran 2025 arasında 111,084 sığınma talebi yapıldı; bu, yıllık %14'lük bir artışla, 2001'de veri kaydının başlamasından bu yana bir yılda kaydedilen en yüksek sayı.
Bu hukuki ve siyasi tırmanış, İngiltere'nin göç ve sığınma politikaları üzerine yoğun bir tartışma yaşadığı bir dönemde gerçekleşiyor. İç ve dış baskılar, uluslararası anlaşmalar ve karmaşık yerel gerçeklerle uyumlu sürdürülebilir ve insani çözümler bulma çabalarını artırıyor.