Avrupa Birliği, Trump'ın tarifelerine 28 milyar dolara kadar çıkabilecek karşı tedbirlerle yanıt veriyor.

Avrupa Birliği ülkeleri, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan gümrük tarifelerine karşı önümüzdeki dönemde ortak bir yanıt benimsemeye doğru ilerliyor. Üye ülkelerin, 28 milyar dolar değerindeki Amerikan ürünlerini hedef alan bir dizi karşı önlem paketini onaylaması bekleniyor.
Bu adımla birlikte Avrupa Birliği, Çin ve Kanada ile birlikte Amerikan ithalatına gümrük tarifeleri uygulamaya başlayarak, küresel bir ticaret savaşının patlak verme riskini artırabilir. Bu durum, milyonlarca tüketici için mal fiyatlarının artmasına ve küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açabilir.
Bu, çelik, alüminyum ve otomobillerin ithalatına %25 vergi uygulayan Amerikan tarifelerine bir yanıt olarak geliyor; ayrıca çoğu diğer mal için %20 oranında tarifeler de mevcut.
Yeni tarifeler, geçen yıl değeri 532 milyar euro (585 milyar dolar) olan Avrupa Birliği'nin ABD'ye yaptığı ihracatın yaklaşık %70'ini kapsıyor ve kapsamının bakır, ilaçlar, yarı iletkenler ve ahşap gibi ürünleri de içerecek şekilde genişletilmesi olasılığı bulunuyor.
Avrupa Komisyonu, ticaret koordinasyonundan sorumlu olan kurum, üye ülkelere Trump'ın önlemlerine doğrudan bir yanıt olarak ek gümrük tarifeleri uygulanacak Amerikan ürünlerinin bir listesini içeren bir öneri sunmayı planlıyor; bu, hemen kapsamlı önlemlere başvurmak yerine bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Birliği, ekonomisini büyük ölçüde serbest ticarete dayandırdığı için, olası bir tepki için geniş bir destek kazanmayı hedefliyor ve bu sayede Amerikan yönetimini müzakere masasına geri dönmeye zorlamayı amaçlıyor.
Bu bağlamda, Lüksemburg, Trump'ın açıklamasından bu yana Birlik düzeyinde ilk siyasi toplantısını 7 Nisan Pazartesi günü gerçekleştirecek. Üye ülkelerin ticaret bakanları, ekonomik etkileri ve yanıt verme seçeneklerini tartışacaklar.
Avrupalı diplomatlar, toplantının temel amacının, Birliğin Washington ile tarifelerin kaldırılması konusunda müzakere etmeye hazır olduğunu vurgulayan ortak bir tutum oluşturmak olduğunu belirtti. Ayrıca, diplomatik çözüm başarısız olursa karşı önlemler alma seçeneğinin de korunması gerektiği ifade edildi.