Suriye'deki siyasi geçişi destekliyor... "Yediler Grubu" kimdir?
February 16, 2025311 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika
Yazı Boyutu:
16
G7 sanayi ülkeleri dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi, Münih Güvenlik Konferansı'nın marjında bir açıklama yaptı.
Açıklamada, grup üyeleri 13 Şubat'ta Fransa'nın ev sahipliğinde düzenlenen Suriye konulu uluslararası konferansın sonuçlarını memnuniyetle karşıladı ve Suriye halkına yönelik ortak taahhütlerini ve kapsamlı bir siyasi geçiş sürecine desteklerini vurguladılar.
Ayrıca, G7 ülkeleri, Lübnan'daki son olumlu gelişmeleri ve yeni bir Lübnan Cumhurbaşkanı seçimini de memnuniyetle karşıladı. Suriye ve Lübnan'ın istikrarı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını yinelediler. Bu açıklama, 15 Şubat Cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı'nın resmi web sitesi aracılığıyla yayımlandı.
Açıklamada, grup üyeleri 13 Şubat'ta Fransa'nın ev sahipliğinde düzenlenen Suriye konulu uluslararası konferansın sonuçlarını memnuniyetle karşıladı ve Suriye halkına yönelik ortak taahhütlerini ve kapsamlı bir siyasi geçiş sürecine desteklerini vurguladılar.
Ayrıca, G7 ülkeleri, Lübnan'daki son olumlu gelişmeleri ve yeni bir Lübnan Cumhurbaşkanı seçimini de memnuniyetle karşıladı. Suriye ve Lübnan'ın istikrarı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını yinelediler. Bu açıklama, 15 Şubat Cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı'nın resmi web sitesi aracılığıyla yayımlandı.
G7 sanayi ülkeleri grubu nedir?
G7 sanayi ülkeleri grubu, "Kanada, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve İtalya"dan oluşan uluslararası bir hükümet politikası forumudur.
Grup üyeleri, "Uluslararası Para Fonu"na göre dünyanın en büyük gelişmiş ekonomileri ve en zengin liberal demokratik sistemleridir.
G7 grubu, 1973 yılında maliye bakanları için düzenlenen özel bir toplantı sonucunda ortaya çıkmış ve o tarihten bu yana küresel sorunlarla ilgili çözümleri tartışmak ve koordine etmek için öne çıkan resmi bir platform haline gelmiştir.
G7 zirvesi her yıl düzenlenirken, yıl boyunca G7 ülkeleri ve Avrupa Birliği'nden üst düzey diğer yetkililer de bir araya gelmektedir.
14 Şubat'ta başlayan Münih Güvenlik Konferansı, 16 Şubat Pazar günü sona erecek ve 61. kez düzenlenmektedir. Konferansa 50'den fazla devlet ve hükümet başkanı ile yaklaşık 100 savunma ve dışişleri bakanı katılmaktadır.
Alman Dışişleri Bakanı'nın konferans gündeminde, Suriye halkı için feminist dış politika yaklaşımına dair bir toplantı yer almaktadır; bu bilgi Alman Dışişleri Bakanlığı'nın resmi web sitesinde belirtilmiştir.
Münih Güvenlik Konferansı ilk kez 1963 yılında "Askeri Bilimler Konferansı" adıyla düzenlenmiş ve katılımcı sayısı azdı. Zamanla, katılımcıların Almanya'dan, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer NATO ülkelerinden meslektaşlarıyla buluşma fırsatı bulmaları amacıyla uluslararası bir konferansa dönüştürülmesi planlanmıştır.
Zamanla, konferansın kapsamı genişleyerek, dünya genelinden üst düzey yöneticiler, insan hakları aktivistleri, çevre savunucuları ve diğer liderleri de içermeye başlamıştır.
Grup üyeleri, "Uluslararası Para Fonu"na göre dünyanın en büyük gelişmiş ekonomileri ve en zengin liberal demokratik sistemleridir.
G7 grubu, 1973 yılında maliye bakanları için düzenlenen özel bir toplantı sonucunda ortaya çıkmış ve o tarihten bu yana küresel sorunlarla ilgili çözümleri tartışmak ve koordine etmek için öne çıkan resmi bir platform haline gelmiştir.
G7 zirvesi her yıl düzenlenirken, yıl boyunca G7 ülkeleri ve Avrupa Birliği'nden üst düzey diğer yetkililer de bir araya gelmektedir.
14 Şubat'ta başlayan Münih Güvenlik Konferansı, 16 Şubat Pazar günü sona erecek ve 61. kez düzenlenmektedir. Konferansa 50'den fazla devlet ve hükümet başkanı ile yaklaşık 100 savunma ve dışişleri bakanı katılmaktadır.
Alman Dışişleri Bakanı'nın konferans gündeminde, Suriye halkı için feminist dış politika yaklaşımına dair bir toplantı yer almaktadır; bu bilgi Alman Dışişleri Bakanlığı'nın resmi web sitesinde belirtilmiştir.
Münih Güvenlik Konferansı ilk kez 1963 yılında "Askeri Bilimler Konferansı" adıyla düzenlenmiş ve katılımcı sayısı azdı. Zamanla, katılımcıların Almanya'dan, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer NATO ülkelerinden meslektaşlarıyla buluşma fırsatı bulmaları amacıyla uluslararası bir konferansa dönüştürülmesi planlanmıştır.
Zamanla, konferansın kapsamı genişleyerek, dünya genelinden üst düzey yöneticiler, insan hakları aktivistleri, çevre savunucuları ve diğer liderleri de içermeye başlamıştır.
