Suudi-Fransız İletişimi, İki Devletli Çözüm ve Gazze'deki Savaşın Sonlandırılması Konusundaki Ortak Taahhüdü Onaylıyor
September 20, 2025255 GörüntülenmeOkuma Süresi: 1 dakika

Yazı Boyutu:
16
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Başbakan, Prens Mohammed bin Salman, bugün Cumartesi, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan bir telefon aldı. İki taraf, Suudi Arabistan ve Fransa'nın ortak başkanlığını üstlendiği Filistin meselesinin barışçıl yollarla çözümüne yönelik uluslararası yüksek düzeydeki konferansın sonuçlarını ele aldı.
Görüşme sırasında, Gazze'deki savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası çabaları desteklemek amacıyla 22 Eylül 2025'te zirve düzeyinde konferansın çalışmalarının yeniden başlatılması konusunda koordinasyon sağlandı ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik somut ilerleme kaydedilmesi hedeflendi.
Ayrıca, iki taraf, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun konferanstan çıkan New York Bildirgesi'ni kabul etmesini, geniş bir çoğunlukla oylandığını belirterek, iki devletli çözümü destekleme konusundaki artan uluslararası uzlaşıyı yansıttığını vurguladılar.
Prens Mohammed bin Salman ve Başkan Macron, Filistin devletini tanıma niyetini açıklayan ülkelerin sayısının artmasının, adil ve kalıcı barış sağlama ve Filistin halkının meşru haklarını güvence altına alma konusundaki küresel arzunun açık bir göstergesi olduğunu belirttiler.
Görüşme sırasında, Gazze'deki savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası çabaları desteklemek amacıyla 22 Eylül 2025'te zirve düzeyinde konferansın çalışmalarının yeniden başlatılması konusunda koordinasyon sağlandı ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik somut ilerleme kaydedilmesi hedeflendi.
Ayrıca, iki taraf, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun konferanstan çıkan New York Bildirgesi'ni kabul etmesini, geniş bir çoğunlukla oylandığını belirterek, iki devletli çözümü destekleme konusundaki artan uluslararası uzlaşıyı yansıttığını vurguladılar.
Prens Mohammed bin Salman ve Başkan Macron, Filistin devletini tanıma niyetini açıklayan ülkelerin sayısının artmasının, adil ve kalıcı barış sağlama ve Filistin halkının meşru haklarını güvence altına alma konusundaki küresel arzunun açık bir göstergesi olduğunu belirttiler.