Filistinli gruplar Kahire'de ateşkes görüşüyor.. Henüz kapsamlı bir anlaşma yok

Birçok Filistinli grup, "Hamas" ve "İslami Cihad" ile "Halk Cephesi" ve "Demokratik Reform Akımı" da dahil olmak üzere, son iki gün boyunca Kahire'de yoğun toplantılar gerçekleştirdi. Bu toplantılar, Gazze'de ateşkes sağlama ve İsrail ile esir takası çabaları çerçevesinde yapıldı.
"El Arabiya" haber sitesine göre, "İslami Cihad"tan bir kaynağın belirttiğine göre, "şu ana kadar sunulanlar kapsamlı bir anlaşma değil, önceki belgeyi iyileştirme çabalarıdır; bu belge 60 günlük geçici bir ateşkes içermektedir". Bu toplantılar, her iki taraf arasında Mısır ve Katar aracılığıyla dolaylı görüşmelerin yeniden başlamasıyla aynı zamana denk geldi.
Öte yandan, geçen Perşembe Doha'yı ziyaret eden İsrail İstihbarat Servisi Başkanı David Barnea'nın, "İsrail, tüm İsrail esirlerinin serbest bırakılmasına yol açacak kapsamlı bir anlaşma olmadan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyecek" şeklinde bir açıklama yaptığı bildirildi. Daha önce, İsrail'in insani nedenlerle geçici bir ateşkes önerisini reddettiği, ancak "Hamas"ın bunu kabul ettiği belirtildi.
Filistinli gruplar, "En büyük öncelikleri şu anda ateşkes sağlamak" olduğunu belirterek, "İsrail güçlerinin çekilmesi ve Gazze'deki ablukanın kaldırılması taleplerini karşılayan çözüm girişimlerine tamamen yanıt verme" niyetlerini ifade ettiler. Ayrıca, "insani ve yardım malzemelerinin hemen ve güvenli bir şekilde engel olmaksızın girmesinin sağlanması gerektiğini" vurguladılar.
Ateşkes müzakerelerinin geçen ay tıkanma yaşadığı, "Hamas"ın 27 Temmuz'da "ablukanın devam etmesi koşullarında müzakerelerin faydasız olduğu"nu duyurduğu, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ise Doha'daki heyetinin geri çekilmesi talimatını verdiği hatırlatılmalıdır. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri, "Hamas"ın "anlaşmaya ulaşmak istemediği" şeklindeki yanıtını reddettikten sonra, müzakerecilerini Katar'ın başkentinden çekme kararı aldı.
Mısır'ın müzakereleri canlandırma çabaları, İsrail ordusunun Gazze şehrini tamamen işgal etmeye hazırlandığı bir zamanda gelmektedir; bu durum, kuşatma altındaki bölgenin yaklaşık %75'ini kontrol etmesi nedeniyle uluslararası kınamalara yol açmaktadır.