Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan Kral Hüseyin Köprüsü saldırısı hakkında resmi açıklama

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ve Göçmenler Bakanlığı, bu akşam Perşembe günü, Karameh Geçidi ( Kral Hüseyin Köprüsü )'nde meydana gelen silahlı saldırının failinin kimliğini açıkladı ve saldırıda iki İsrailli güvenlik görevlisinin öldüğünü ve saldırganın da öldüğünü bildirdi.

Bakanlık, resmi bir açıklamada, failin Abdul Muttalib Al-Qaisi olduğunu, Ürdün vatandaşı olduğunu, 1968 yılında doğduğunu ve Gazze'ye yardım malzemeleri taşıyan bir kamyon şoförü olarak çalıştığını, bu işe yalnızca 3 ay önce katıldığını belirtti.

Açıklamada, olayın Perşembe öğleden sonra meydana geldiği, 22 Ürdün yardım kamyonunun köprüden geçerek Gazze'ye giden insani yardım konvoyuna katıldığı, mevcut anlaşmalar çerçevesinde şimdiye kadar 8664 yardım kamyonunun 201 konvoyla geçişine izin verildiği ifade edildi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı, Krallığın her türlü şiddeti kınadığını ve Ürdün'ün insani rolüne zarar veren ve Gazze'ye yardım ulaştırma operasyonlarının güvenliğini tehdit eden herhangi bir yasadışı eylemi kesin bir şekilde reddettiğini vurguladı. Bu tür davranışların Ürdün devletinin çıkarlarına zarar verdiğini ve çabalarını tehlikeye attığını belirtti.

Bakanlık ayrıca, bu Perşembe günü geçiş yapan tüm Ürdünlü şoförlerin durumunu ilgili makamlarla koordineli bir şekilde yakından takip ettiğini ve güvenli ve acil bir şekilde Ürdün topraklarına dönmelerini sağlama çabasında olduğunu açıkladı.

Bağlantılı olarak, bakanlık, Ürdün'ün Gazze'ye yönelik İsrail saldırısının derhal ve kapsamlı bir şekilde durdurulması çağrısını yineledi ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasının gerekliliğini vurguladı. Uluslararası toplumu, iki devletli çözüm temelinde siyasi bir çözüm için etkili diplomatik bir harekete geçmeye davet etti, bu da bölgenin tamamında güvenlik ve istikrarı sağlamakta ve daha fazla tehlikeli tırmanışı önlemekte önemlidir.

Ürdün'ün, devam eden saldırılar nedeniyle giderek kötüleşen insani bir felaket yaşayan Gazze'ye insani yardım ulaştırmada merkezi bir rol oynadığı belirtilmelidir; bu da Krallığı, bölgedeki sivil nüfusun direncini desteklemek için hayati bir tedarik hattı haline getiriyor.