Kapsamlı bir rapor, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun, devam eden müzakereler başarısız olursa Gazze'nin sakinlerine yönelik "gönüllü göç" planının haftalar içinde uygulanacağını Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'e ilettiğini ortaya koydu.
"Yediot Ahronot" gazetesine göre Netanyahu, Ben Gvir'in ve partisinin hükümet koalisyonu içindeki desteğini korumak amacıyla bu planı hızlandırmayı hedefliyor, Gazze dosyasına ilişkin eleştiriler arttı.
Gazete, Netanyahu'nun bu konuda düzenli haftalık toplantılar yapılmasını ve işlemleri hızlandırmak için yetkilerin farklı kurumlara dağıtılmasını emrettiğini, Mossad'ın Gazze sakinlerini kabul edebilecek ülkelerle yoğun görüşmeler yapmasını istediğini, ancak bu ülkelerin isimlerini henüz açıklamadığını belirtti.
Ben Gvir ise hükümete yönelik eleştirilerini sürdürdü ve insani yardımların bölgeye gönderilmesine karşı çıktığı bir video klibinde, "Bu ahlaki bir iflas. Gazze'deki rehinelerimiz varken, hükümet bomba göndermek yerine yardım gönderiyor ve göçü teşvik ediyor, savaşı kazanıyor" dedi.
Yardımların artırılmasını "Hamas'a teslim olmak" olarak nitelendiren Ben Gvir, bu konudaki görüşmelere dahil edilmemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, bu durumu "son derece ciddi" olarak nitelendirdi.
Bu açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze sakinlerinin komşu ülkelere nakledilmesine dair tekrarlayan ima ve işaretlerinden birkaç gün sonra geldi.
Trump, başkanlık görevine başladığı Ocak 2017'den bu yana Mısır ve Ürdün'ün bölgenin bir kısmını kabul etmesini önererek, her iki tarafın da açıkça reddettiği ve uluslararası toplumun "etnik temizliğe varan" olarak nitelendirdiği eleştirilere maruz kalan bu önerileri dile getirmişti.
Trump, bu planın birkaç kez tekrarlanmasının ardından Ocak sonlarında, birkaç ülkenin planı kabul edebileceğine inandığını belirterek, Netanyahu'nun daha sonra "birkaç ülke ile ilerlediğimize inanıyoruz" şeklinde açıklama yaptı.
Bu gelişmeler, Filistinliler arasında, bu planların Nakba senaryosunun tekrarlanması için doğrudan bir tehdit oluşturduğunu düşünen geniş çapta endişe yaratırken, hangi ülkelerin etkilendiği konusunda belirsizlik ve bu planların uluslararası destek alıp almayacağı veya daha fazla reddedilip kınanıp kınanmayacağı konusunda belirsizlik devam ediyor.