İsrail'de, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun yaptığı tartışmalı açıklamaların ardından sükunet sağlanmadı. Netanyahu, Gazze Şeridi'nde Hamas'a karşı muhalif grupları desteklediğini ve silahlandırdığını itiraf etti, bu adım İsrail siyasi sahnesinde geniş çapta eleştirilere neden oldu.
Eski İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, Tel Aviv'in "Gazze'deki suç örgütlerine silah sağladığını" iddia etmişti, ardından Netanyahu, Instagram'da paylaştığı bir videoda İsrail'in bu grupları desteklediğini ve bununla "İsrail askerlerinin hayatlarını kurtardığını" belirtti.
Tepkiler gecikmedi, eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan yaşananları "İsrail'in güvenliğini tehdit edebilecek yeni bir zaman bombası" olarak nitelendirdi, Netanyahu'nun Hamas'a yanlış bir anlayışla milyarlarca dolar aktardığını ve şimdi IŞİD ile ilişkili milisleri silahlandırma fikrini desteklediğini belirtti.
Oppozisyon lideri Yair Lapid ise silahlandırmanın plansız ve stratejik olmadığını, bu silahların sonunda İsrail ordusu ve vatandaşlara karşı kullanılacağını uyararak değerlendirdi.
Mirav Michaeli milletvekili bu adımı sert bir şekilde eleştirdi, Likud Partisi'nden Tali Gottleib ise bunu "saçmalık" olarak nitelendirerek, IŞİD ve El Kaide ile ilişkili olabilecek gruplara silah sağlamanın faydasını sorguladı.
İsrail kaynakları, İsrail ordusunun savaş sırasında bulduğu silahları Güney Gazze'deki küçük Filistin milislerine sağladığını ve Hamas'a karşı yerel direniş oluşturma planı çerçevesinde bu adımı attığını açıkladı.
"Wall Street Journal" gazetesi, bu milislerin lideri "Yasser Abu Shaban"ın ordudan silahlar aldığını ve son videoda grubun, M-16 ve Kalaşnikof tüfeklerle silahlı bir şekilde Gazze sokaklarında dolaştığını belirtti.
Bu adım, Gazze'deki güvenlik durumunun kötüleşmesi ve insani yardımları yağmalayan silahlı çetelerin yaygınlaşması gölgesinde geldi, bu durum "İnsani Gazze" kurumunu, tekrarlayan silahlı saldırılar ve kaos nedeniyle yardım dağıtımını geçici olarak durdurmaya zorladı.