Almanya'yı sarsan şok edici bir olayda, bugün Perşembe günü Münih'te korkunç bir araçla ezme saldırısı gerçekleşti ve 28 kişi yaralandı, bunlardan bazıları ağır durumda.
Güvenlik Konferansı'nın başlamasından bir gün önce meydana gelen bu olay, motivasyonları ve sonuçları hakkında soru işaretleri doğurdu. Saldırganın kimliği açıklandığında, 26 yaşındaki Afgan bir genç olduğu ve hırsızlık ve uyuşturucu ile ilgili suç kaydı bulunduğu, ayrıca hakkında sınır dışı edilme kararı olduğu öğrenildi.
Saldırganın yakalandığı anların görüntüleri yayıldı; saldırıdan birkaç dakika sonra polisler tarafından çevrili olarak göründü. Olayın hemen kasıtlı olup olmadığı belirlenemese de, Bavyera Başbakanı bunun kasıtlı bir saldırı olduğunu öne sürdü ve daha sonra Alman Şansölye Olaf Scholz, olayı "korkunç bir eylem" olarak nitelendirerek saldırgana ceza vereceğini ve sınır dışı edeceğini açıkladı.
Bu olay, Almanya'da son zamanlarda meydana gelen şiddet olayları zincirinin bir parçası olarak, güvenlik endişelerini ve göçle ilgili gerilimleri artırdı, özellikle 23 Şubat'ta yapılacak parlamento seçimleri yaklaşırken.
Birkaç hafta önce, Münih yakınlarındaki Aschaffenburg kasabasında, 28 yaşındaki başka bir Afgan tarafından gerçekleştirilen bir bıçaklama olayı yaşandı; yetkililer, onun sığınma talebini reddetti ve bu olayda iki yaşındaki bir çocuk ve 41 yaşındaki bir adam hayatını kaybetti, ayrıca birçok kişi yaralandı.
Geçen Aralık ayında, Magdeburg şehrinde, bir SUV'nin kalabalık bir Noel pazarı içine daldığı korkunç bir ezme olayı yaşandı; bu olayda altı kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 200 kişi yaralandı. Daha sonra saldırganın, Suudi kökenli bir Alman doktor olduğu ve Suudi yetkililerden uyarılar aldığı ortaya çıktı, ancak Almanya onunla ilgili önleyici tedbirler almadı.
Münih'teki saldırı, şehrin Güvenlik Konferansı'na ev sahipliği yapma hazırlıklarıyla çakıştı; bugün ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky'nin şehre ulaşması bekleniyor. Olay yeri, konferansın yapılacağı otele sadece 15 dakika mesafede, bu da etkinliğin güvenliği konusunda endişeleri artırıyor.
Bu tekrarlayan olaylar, Alman yetkililerin artan güvenlik tehditleriyle başa çıkma yeteneği hakkında ciddi soru işaretleri doğuruyor ve göç ve sığınma politikalarının ülkenin güvenlik durumu üzerindeki etkisini sorgulatıyor.
Tartışmaların artmasıyla birlikte, soru açık kalıyor:
Almanya bu tehditleri kontrol altına alabilecek mi?
Yoksa ülke yakın gelecekte daha fazla şiddet mi görecek?!