Surinya sanat sendikasının çehresini yeniden şekillendiren dramatik bir dönüşümde, sanatçı "Mazen al-Natour" Suriyeli sanatçıların sendika başkanı olarak atandı, eski rejime karşı muhalif siyasi duruşları nedeniyle yıllarca süren sürgün ve dışlanmanın ardından.
Al-Natour, Deraa şehrinin bir sakini ve 2011'de Suriye devrimini destekleyen ilk sanatçılardan biri olarak, duruşlarına ağır bir bedel ödedi, takibata ve dışlanmaya maruz kaldı, ailesinin zulmünün sonucunda sevdiklerini kaybetti.
En büyük yeğeni "Marhaf al-Natour" babasının arkadaşını kurtarmaya çalışırken keskin nişancı tarafından vurularak öldürüldü, diğer yeğeni ise 22 yaşındayken aynı kaderi paylaşarak keskin nişancı kurşunlarıyla hayatını kaybetti, ayrıca amcası ve akrabalarından 17 genç şehit oldu, altı kardeşten oluşan ailesi ise altı farklı ülkede dağıldı.
Al-Natour'un güçlü bir şekilde sahneye geri dönüşü, Suriye televizyonunun "X" platformunda Suriyeli sanatçıların sendika başkanı olarak resmen atanmasıyla gerçekleşti, şöyle duyuruldu:
"#Haber | Sanatçı Mazen al-Natour'un Suriyeli sanatçıların sendika başkanı olarak atanması #Suriye_Televizyonu".
Tüm bu trajedilere rağmen, al-Natour insanlık ilkelerine bağlılığını yansıtan bir konuşma yaptı, eski rejim mensuplarının insan hakları ihlalleriyle suçlanarak adil yargılanmalarını ve insanlıkla muamele görmelerini talep etti, "Suçlulara merhametle yaklaşalım, bir zamanların suçlusu gibi olmayalım" dedi.
Ayrıca, rejimin düşüşünden sonra duruşlarını değiştiren bazı sanatçıları eleştirmekten çekinmedi, "İnsanların hafızası silinmez" diyerek, onlardan imajlarını temizlemeye çalışmak yerine özür dilemelerini istedi.
Mazen al-Natour'un bu göreve atanması sadece liderlik değişikliği değil, Suriyeli sanat için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor, bu adımın Suriye'nin yeni yapısını inşa etmede sanatçıların rolünü pekiştirdiği ve yıllardır savunduğu özgürlük ve onur değerlerini pekiştirdiği düşünülüyor.