Cermana, birlik çağrısında bulunuyor ve Süveyda'daki ihlalleri işleyenlerin hesap vermesini talep ediyor, yabancı müdahaleyi reddediyor

Cermana şehrinin Şam kırsalındaki şeyhleri ve halkı, saf birliği sağlama ve huzuru koruma gerekliliğini vurgulayarak, ateşkesin önemini ve Süveyda'daki son olaylarla ilgili ihlallere karışan tüm tarafların hesap vermesi gerektiğini belirttiler. Ayrıca, insani yardımların ulaşmasını sağlamak ve vatandaşlar için temel hizmetleri iyileştirmek amacıyla yardım çabalarının desteklenmesini talep ettiler.
Bu, 2 Ağustos Cumartesi akşamı aktivistler ve yerel sayfalar tarafından yayınlanan bir açıklamada yer aldı ve "kaybolan ve kaçırılanların akıbetinin açıklanması" çağrısında bulunuldu; bu konunun "bu aşamada en öncelikli mesele olduğunu" ifade ettiler.
Açıklamada, "güven köprülerini yeniden inşa etmenin, geçici yönetimin suçluları, kim olursa olsun, hesap vermesi gerektiği sorumluluğunu üstlenmesini gerektirdiği" vurgulandı; bu kişilerin halkımıza karşı ağır ihlallerde bulunduğu, insanların onurunu ve dokunulmazlıklarını ihlal ettiği, insanlığın vicdanını sarsan sahnelerin yaşandığı ve tüm değerlerle, geleneklerle ve ilahi yasalarla çeliştiği belirtildi. Ayrıca, her türlü mezhepsel ve etnik kışkırtmanın suç sayılması gerektiği ifade edildi.
Açıklama, eski rejime karşı Suriye mücadelesine de değinerek, "Suriyeliler, zalim rejimden kurtulmak için savaştı; her bir vatandaşımızı kucaklayan bir vatan inşa etme hayalimiz var. Bizi bir arada tutan, kardeşlik ve insani değerlerdir; akıl ve hikmet sesi yükselir, ayrımcılık ve nefret söylemi reddedilir" dedi.
Cermana halkı, ulusal duruşlarını hatırlatarak, "Suriye topraklarının birliği, asla taviz vermeyeceğimiz bir ilkemizdir; toprak ve namus için verdiğimiz mücadele tarihi, bugün bize her türlü yabancı müdahaleyi kınama ve Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarına yönelik tekrarlanan İsrail saldırılarını kınama yükümlülüğü getirmektedir" dediler.
Açıklama, kardeşçe bir mesajla sona erdi: "Ey Suriyeli kardeşler, vatanımız büyük sıkıntılar ve zorluklardan geçti; bunları dayanışma ve birliğimizle aştık; bu, bugün de sığındığımız kalkanımızdır, tıpkı dün olduğu gibi".