Uluslararası gerilimi alevlendirebilecek yeni bir tırmanışta, İran, Batı'nın baskı ve yaptırımlarına devam edilmesi durumunda Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasından çekileceğini ve uranyum zenginleştirme oranını %60'ın üzerine çıkaracağını tehdit etti.
Bu açıklamalar, İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi sözcüsü İbrahim Rızai'nin "Tasnim" ajansıyla yaptığı röportajda geldi. Rızai, İran'ın İlave Protokolü gönüllü olarak askıya aldığını ancak hala anlaşmanın tarafı olduğunu belirtti.
Ve ekledi: "Baskı devam ederse, anlaşmadan çekilme ve zenginleştirmeyi %60'ın üzerine çıkarma, ayrıca modern santrifüj cihazlarının üretimi ve ihracatı ile nükleer işbirliğinin genişletilmesi gibi seçeneklerin hepsi masada."
Açıklamalar, Avrupa'daki artan baskı dalgasıyla eşzamanlı olarak geldi. İngiltere, Almanya ve Fransa'dan oluşan Avrupa Üçlüsü, nükleer müzakerelerde somut ilerleme kaydedilmezse Tahran'a karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tüm önceki yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulayan "Snapback" mekanizmasını devreye sokma tehdidinde bulundu.
Fakat İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı, Avrupalıların bu mekanizmayı devreye sokmak için herhangi bir yasal veya ahlaki dayanaklarının olmadığını düşündüğünü belirtti ve "X" platformunda, AB ve Avrupa Üçlüsüne "sorumlulukla hareket etmeleri ve tüketici tehdit ve baskı politikalarını bırakmaları" çağrısında bulundu.
Arakçı, İran'ın adil, dengeli ve karşılıklı fayda sağlayan bir anlaşma sunulması durumunda müzakerelere geri dönmeye hazır olduğunu belirtti.
Bunun öncesinde, üç Avrupa ülkesinin dışişleri bakanları ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, İran Dışişleri Bakanı Arakçı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu, İsrail ve ABD'nin Haziran ortasında İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırılarından bu yana gerçekleşen ilk temas oldu.
Bir Fransız diplomatik kaynak, İran'ı müzakerelere hemen geri dönmeye çağıran bakanların, doğrulanabilir ve sürdürülebilir bir anlaşma sağlamak için çaba gösterdiklerini belirtti.
Diğer taraftan, son hava saldırılarından sonra Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişlerinin İran'ı terk etmesiyle, İran'ın nükleer programının saha durumunu değerlendirmek zorlaştı.