"İnsan Hakları İzleme" Suriye'nin güneyindeki Suveyda'da insani krizin artışına dikkat çekiyor
"İnsan Hakları İzleme" örgütü, Suriye'nin güneyindeki Suveyda ilinde insan hakları ihlalleri ve silahlı çatışmaların devam etmesi sonucu insani durumun kötüleştiğine dikkat çekerek, tarafsız ve profesyonel güvenlik güçlerinin sivilleri ayrım yapmaksızın koruması gerektiğini vurguladı.
Örgüt, çatışmaların silahlı gruplar arasında, kabile savaşçıları arasında yaşandığını, İsrail hava saldırıları ve Suriye hükümet güçlerinin müdahalesiyle temel hizmetlerin (elektrik, su, sağlık hizmetleri) kesintiye uğradığını, ayrıca Suriye'nin diğer bölgelerindeki Dürzi sivillere karşı kin ve intikam tehditlerinin arttığını belirtti.
Örgütün Orta Doğu bölümü yardımcı direktörü Adam Coogle'ın açıklamasına göre, Suveyda'daki yerel toplulukların yerinden edilme, gıda, su ve sağlık hizmetlerinde eksiklik yaşadığı bir ortamda, güvenlik eksikliği, siyasi engeller ve derin güvensizlik insani yardımların engellenmesine neden oluyor. Toprakların kimin kontrolünde olduğundan bağımsız olarak, insani yardımların derhal ve herhangi bir müdahale olmadan girişine izin verilmelidir" dedi.
21 Temmuz'da ateşkes ilan edilmesine ve Suveyda'da kuşatma altındaki Bedevi ailelerin tahliye edilmesine rağmen, örgüt, yerinden edilenlerin güvenli dönüşü için güvencelerin eksikliğinden ve temel hizmetlerin çöküşünün ele alınmamasından endişe duyduğunu belirtti.
Ateşkes anlaşmasının, tarafları sivilleri korumaya, yardımların ulaşmasını sağlamaya veya ihlallerden sorumlu olanları hesaplamaya zorlayan hükümler içermediğini ve Bedevi temsilcilerinin müzakerelerden dışlandığını belirtti.
19 Temmuz'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed el Şer'a'nın Suveyda'daki silahlı grupları "yasa dışı unsurlar" olarak nitelendirdiğini ve kabile savaşçılarının bölgeye akınını övdüğünü, bu durumun devlet kurumları yerine resmi olmayan taraflardan intikam eylemlerini teşvik edebilecek "ciddi bir işaret" olduğunu belirtti.
"İnsan Hakları İzleme", "Hükümetin kontrolü altında olmayan silahlı gruplara yetki verilmesinin kaosu derinleştirdiğini, Suriye'nin profesyonel, sorumlu ve tüm toplulukları temsil eden güvenlik güçlerine ihtiyaç duyduğunu ve bunların ayrım yapmadan koruma sağlaması gerektiğini" vurguladı.
Temel hizmetlerin yeniden sağlanması, sivillerin ve insani yardım çalışanlarının derhal korunması ve etkilenen bölgelere bağımsız gözlemcilerin ihlalleri izlemesi ve hesap verilebilirliği sağlaması çağrısında bulundu.
