Büyük Suriye'de neler oluyor: Sekizinci Tugay ile Genel Güvenlik arasındaki nüfuz çatışması.

Ancak Basra'da yaşananlar sadece geleneksel bir güvenlik çatışması değildi. Şehir içinden alınan ifadeler, Genel Güvenlik kuvvetlerinin baskınlar sırasında şehir sakinlerine karşı tahrik edici ifadeler ve doğrudan hakaretler kullandığını ortaya koydu. Bu durum, halkın öfkesinin artmasına ve birçok kadının çocuklarını korumak ve açık bir çatışmayı önlemek için sokaklara inmesine neden oldu ve bu da gerçekleşti.
Ahmed al-Awda Öne Çıkıyor
Sahnedeki en önemli isim Ahmed al-Awda, Sekizinci Tugay'ın lideri ve önceki Özgür Suriye Ordusu mensubu bir subaydır ve şu anda Güney bölgesindeki en güçlü askeri figürlerden biri olarak kabul edilmektedir. Beşinci Kol'a katılmasından bu yana, al-Awda, Doğu Dera'nın bölgelerini silah ve kaosun yayılmasından korumak için bir kalkan oluşturdu ve sivil halkın hesaplaşma veya aşiret hesaplarının masum insanlar lehine gerçekleşmesine karşı çıktı.
Ancak bu koruma herkes tarafından memnuniyetle karşılanmadı. Sekizinci Tugay ile bazı güvenlik birimleri arasındaki ilişki, özellikle silah ve uyuşturucu kaçakçılığı operasyonları ve eski hesapların temizlenmesi gibi hassas konularda karşılıklı suçlamalarla gerilimli kaldı, bu da Ahmed al-Awda'yı sürekli olarak baskı ve marjinalleştirme girişimlerinin hedefi haline getirdi.
Halk Arasındaki Çatışma: Tehlike Yaklaşıyor
Bugün Basra'da endişe verici olan, sadece şehir ileri gelenlerinin müdahalesiyle sınırlandırılan çatışma değil, aynı bölgenin insanları arasında ortaya çıkmaya başlayan bölünme durumudur. Sekizinci Tugay'ı toprak ve onurun koruyucusu olarak görenler olduğu gibi, 2018 sonrası uzlaşmalarının bir uzantısını görenler de vardır.
Baskınlar sırasında bazı Genel Güvenlik unsurlarının kullandığı kışkırtıcı dil ve şehir sakinlerini ihanet veya bağımlılıkla suçlamaları, iç çatışmaya dönüşebilecek bir gerilimin kıvılcımını oluşturdu, eğer hızla kontrol altına alınmazsa.