Avrupa Merkez Bankası faiz oranlarını sabit tutuyor ve Euro Bölgesi ekonomisinin sağlamlığını vurguluyor
September 11, 2025101 GörüntülenmeOkuma Süresi: 2 dakika

Yazı Boyutu:
16
Avrupa Merkez Bankası, Perşembe günü, faiz oranlarını %2 seviyesinde sabit tuttu. Bu, geniş çapta beklenen bir adım oldu ve Banka Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi ekonomisinin "hala iyi bir durumda olduğunu" vurguladı, küresel zorluklar ve bazı üye ülkelerdeki siyasi dalgalanmalara rağmen.
Bu karar, yılın ilk yarısında yaşanan bir dizi indirimden sonra geldi; Avrupa Merkez Bankası, Haziran ayından bu yana oranı sabit tutuyor ve tüm para politikası seçeneklerinin hala masada olduğunu, gerekirse para politikasına geri dönüş olasılığını belirtti.
Basılan bir basın toplantısında, Lagarde enflasyonun hedeflenen seviyeler içinde seyrettiğini ve küresel ticaretle ilgili belirsizliklerin, özellikle ABD'nin çoğu ithalatına %15 gümrük vergisi getiren Avrupa Birliği anlaşması gibi bir dizi gümrük anlaşmasının imzalanmasının ardından azalmaya başladığını söyledi.
Önümüzdeki yıl enflasyonun %2 hedefine düşeceği beklentilerine rağmen, piyasalar yeni bir faiz indirimi üzerine bahislerini azalttı; tahminler, gelecek bahara kadar yalnızca %40 olasılıkla ek bir indirim olabileceğini gösteriyor, bu da daha önceki daha iyimser tahminlerle karşılaştırıldığında düşük bir oran.
Euro Bölgesi'nde enflasyon oranının 2027 yılına kadar %1.9'a ulaşması bekleniyor, temel enflasyon ise %1.8 seviyesinde, bu da nispeten bir istikrarı yansıtıyor ancak hedeflenen seviyelerin altında kalıyor.
Avrupa Merkez Bankası'nın yönetim kurulu üyeleri arasında görüşler farklılık gösterdi; sert tutumlu olanlar ekonominin ticaret gerilimlerine karşı dayanıklı olduğunu, yerel tüketimle desteklendiğini savunurken, gevşeme yanlıları gümrük vergilerinin ve ABD para politikasının etkilerinin büyümeyi zayıflatabileceği ve fiyatlar üzerinde baskı oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Ayrıca, Fransa'daki siyasi kargaşaların, tahvil getirilerini artırdığı ve Avrupa Merkez Bankası'ndaki karar vericiler için ek bir endişe kaynağı olduğu belirtildi.