İnsan Hakları Konseyi'nde acil toplantı, İsrail'in Katar'a saldırısını görüşmek üzere

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, bugün Pazartesi günü, 9 Eylül'de Katar topraklarında Hamas liderlerine yönelik gerçekleştirilen İsrail hava saldırısını görüşmek üzere yarın Salı günü acil bir oturum düzenleyeceğini duyurdu.

Konsel, resmi bir açıklamada, oturumun Pakistan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı adına ve Kuveyt'in Körfez İşbirliği Konseyi adına yaptığı iki acil talebe yanıt olarak gerçekleştirileceğini belirtti ve bunu "Katar'a yönelik son İsrail askeri saldırısı" olarak tanımladı, Reuters'a göre.

Paralel bir gelişme olarak, Doha bugün Pazartesi günü, 57 Arap ve İslam ülkesinden liderlerin katılımıyla, İsrail'in Katar topraklarına yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısına karşı nasıl bir yanıt verileceğini tartışmak üzere acil bir Arap İslam Zirvesi'ne ev sahipliği yapıyor.

Katar'ın başkenti Doha'da dün akşam, katılan ülkelerin dışişleri bakanları ve temsilcileri arasında hazırlık toplantısı yapıldı ve burada İsrail saldırısını açıkça kınayan güçlü bir nihai bildiri taslağı üzerinde görüşüldü. Ayrıca, Katar'a veya herhangi bir Arap veya İslam ülkesine yönelik tekrar eden tehditlere kesin bir şekilde karşı çıkıldı.

Başbakan Mohammed bin Abdulrahman Al Thani, uluslararası toplumun İsrail'in "suçları" için kesin bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini vurguladı ve ülkesinin Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte Gazze'deki savaşın sona ermesi için arabuluculuk çabalarına devam edeceğini belirtti.

Tehlikeli bir örnek teşkil eden bu saldırıda, İsrail, geçen Salı günü Katar'ın başkenti Doha'daki bir yerleşim alanına hava saldırısı düzenledi ve bu saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, bunlar arasında bir Katar güvenlik görevlisi ve Hamas'ın önde gelen liderlerinden Halil El-Hıyye'nin oğlu ile ofisindeki başkan yer aldı.

Hamas kaynaklarına göre, bu saldırı, üst düzey liderlerinin suikastine yönelik açık bir girişim olarak değerlendirildi ve liderler, hedef alınmaktan mucizevi bir şekilde kurtuldu.

Saldırı, geniş çapta uluslararası kınama dalgası yarattı, bunlar arasında nadir bir eleştiri de ABD Başkanı Donald Trump'tan geldi; Trump, Katar'ı "Amerika Birleşik Devletleri'nin stratejik bir müttefiki" olarak tanımladı ve İsrail'in bölgedeki önemli bir müttefike karşı artan saldırganlığından endişe duyduğunu ifade etti.

Suudi Arabistan ise, Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan aracılığıyla, saldırının "uluslararası yasaların ve normların açık bir ihlali" olduğunu vurguladı ve Doha'daki hazırlık toplantısının acil zirve için net bir gündem belirlediğini belirtti.

Beklenen nihai bildiri taslağına göre, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı, "Orta Doğu'daki barış çabalarına doğrudan bir tehdit" oluşturmakta ve mevcut veya gelecekteki normalleşme sürecinde herhangi bir ilerlemeyi baltalamaktadır.

Ayrıca, taslak, gelecekteki Arap veya İslam ülkelerine yönelik herhangi bir İsrail tehdidini "kesin bir şekilde" reddetmekte ve Katar'a yönelik saldırıyı, Gazze'deki saldırıları durdurmaya yönelik siyasi arabuluculuk çabalarını boşa çıkarmaya yönelik açık bir girişim olarak değerlendirmektedir.

Ayrıca, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Aboul Gheit, Doha'daki zirvenin net bir mesaj taşıdığını belirtti: "Katar yalnız değildir, Arap ve İslam dünyası, haksız saldırılara karşı onunla tek vücut olarak durmaktadır."

Katar'ın, Orta Doğu'daki en büyük Amerikan askeri üssüne ev sahipliği yaptığı ve özellikle İsrail ile Hamas arasındaki mevcut çatışmada, Washington ve Kahire ile işbirliği içinde bölgesel arabuluculukta merkezi bir rol oynadığı da belirtilmelidir.