Columbia Üniversitesi dün, Çarşamba 24 Temmuz / Temmuz tarihinde, geçen yıl kampüsünde Filistinlileri destekleyen protestolar sırasında, antisemitizmle mücadelesinde ihmali olduğu iddiaları nedeniyle Trump yönetimiyle yaşadığı anlaşmazlıkları çözmek için 221 milyon dolar ödeyeceğini duyurdu.
Anlaşmaya göre, Mart 2025'te askıya alınan veya iptal edilen çoğu federal hibe geri ödenecek ve üniversitenin milyarlarca dolarlık tehdit altındaki finansmanını yeniden sağlaması sağlanacak.
Üniversite, federal ayrımcılıkla mücadele yasalarına uymayı taahhüt etti ve ırkı kabul ve istihdam prosedürlerinde bir faktör olarak reddetti.
Resmi açıklamada, üniversitenin üç yıl boyunca 200 milyon dolar ödeyeceği ve işgücü eşitliği komitesi tarafından yürütülen soruşturmayı kapatmak için 21 milyon dolar ödeyeceği belirtildi, bu da üniversitenin mali baskılarla başa çıkmasına yardımcı olacak.
Üniversitenin eski başkanı Minouche Shafik'in, geçen Ağustos ayında kampüste yaşanan protestolara yönelik tutumuyla ilgili sorgulandıktan sonra istifa ettiği hatırlatıldı. Protestolar, Filistinlileri destekleyen göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmaların yaşandığı ve bazı Yahudi öğrencilerin taciz iddialarının bulunduğu olaylarla karşılaştı.
Üniversitenin herhangi bir ihlal kabul etmediği bu uzlaşmanın, Harvard gibi diğer üniversitelerle gelecekte benzer anlaşmaların çerçevesini oluşturabileceği belirtildi.
Üniversitenin başkan yardımcısı Claire Shipman, bu anlaşmanın federal hükümetle iş birliğini yeniden sağlayan ve üniversitenin akademik mükemmeliyet ve araştırma özgürlüğünü koruyan önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Haberlere göre, uzlaşmanın ayrıca kampüs içinde güvenlik önlemlerini artırma, eğitimi aksatan protestoları engelleme, yabancı öğrencilerin denetimini sıkılaştırma ve onlara karşı alınan disiplin önlemlerini hükümet yetkililerine bildirme hükümlerini içerdiği belirtildi.
Bu uzlaşma, devam eden federal denetim ve kurumsal baskı dönemini sonlandırarak Columbia Üniversitesi'nin mali ve akademik konumunu geri kazanma umudunu canlandırıyor, bu da Amerikan üniversitelerinin siyasi ve toplumsal anlaşmazlıkların arka planında yaşadığı gergin atmosferde önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor.