Atina ve Trablus arasındaki çatışma artıyor .. ve Birleşmiş Milletler'e Yunan mesajı

Doğu Akdeniz'deki deniz anlaşmazlığı artarken, Yunanistan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'e resmi bir mektup gönderdi ve Trablus'taki ulusal birlik hükümetine diplomatik bir nota verdi. Bu nota, Libya'nın deniz taleplerine tamamen karşı olduğunu ve bunların "herhangi bir hukuki temelden yoksun" olduğunu belirtiyor; bu, Yunan gazetesi Kathimerini tarafından yayımlandı.
Mektupta, Atina, ilgili deniz bölgelerindeki kıta sahanlığı ve doğal kaynaklar üzerindeki egemenlik haklarını vurguladı, özellikle Peloponez'in güneyinde ve Girit Adası'nda bulunan bölgelerin tamamen uluslararası deniz hukuku uyarınca kendi yargı yetkisi içinde olduğunu belirtti.
Mektup ayrıca, bu bölgelerin 2014 yılından beri Avrupa Birliği'nin resmi bültenlerinde ve ulusal bültenlerde yayımlandığını, Libya'nın o zamandan beri herhangi bir itirazda bulunmadığını, bunun Atina tarafından Libya'nın dolaylı bir kabulü olarak değerlendirildiğini belirtti.
Ayrıca Yunanistan, 2019 yılında Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz mutabakatına sert eleştirilerde bulundu ve bunun Girit ve On İki Ada gibi Yunan adalarının varlığını göz ardı ettiğini, dolayısıyla "hukuki bir etkisi olmadığını" ifade etti.
Görüşmelerin yeniden başlaması çağrısı: Atina, deniz sınırlarının belirlenmesi ve münhasır ekonomik bölge konusundaki tartışmaları yeniden başlatmak için Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexandra Papadopoulou başkanlığında yeni bir teknik komite kurdu; bu görüşmeler 2011 yılından beri duraklamış durumda.
Libya'nın deniz hatlarının reddi: Mektup, Libya'nın 2005 yılında ilan ettiği düz temel hatlara itiraz etti ve Sirte Körfezi'nin kapama hattının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti, bu önlemlerin yasadışı olduğunu ve coğrafi gerçekliği veya deniz hukukunu yansıtmadığını vurguladı.
Sabit hukuki pozisyon: Yunanistan, sınır belirleme anlaşmaları olmadan, en yakın karaya eşit uzaklıkta olan orta hat esas alınarak sınırların belirlenmesi gerektiği konusunda kararlı bir tutum sergiledi; bu, uluslararası hukuka göre en uygun sınır olarak değerlendirilmektedir.