Amerika Birleşik Devletleri, uluslararası alanda geniş bir tepkiye yol açan bir adım atarak, Cezayir'in sunduğu Gazze'deki ateşkes çağrısını engellemek için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullandı. Bu adım, düşmanlıkları sona erdirmeyi ve kuşatılmış sivil halka insani yardımların ulaşımını kolaylaştırmayı amaçlıyordu.
Proje, uluslararası toplumdan geniş destek gördü ve Güvenlik Konseyi'nde 15 üyeden 14'ü tarafından desteklendi, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri karşı çıktı.
Karar, 80'den fazla ülkenin destek verdiği bir ortamda, Gazze'deki insani durumun kötüleşmesi ve sivilleri korumak için ateşkes çağrıları artarken geldi.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dorothy Shea, Amerikan vetosunu, kararın "mevcut diplomatik çabaları zayıflattığını" ve "İsrail devleti" ile "Hamas Hareketi" arasında "eşitlik" sağladığını belirterek savundu, "İsrail'in kendini savunma hakkını" vurguladı.
Ancak bu savunma, Konsey üyelerinin çoğunluğundan keskin eleştirilerle karşılandı,
Cezayir Büyükelçisi Ammar Benjamâa, vetoyu "merhametsiz cinayet eylemlerini doğrudan desteklemek" olarak nitelendirdi, Pakistan Büyükelçisi Asım Iftikhar Ahmed ise yaşananları Güvenlik Konseyi'nin kaydında "ahlaki bir leke" olarak değerlendirdi.
Çin, Fransa ve Birleşik Krallık da büyük hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek Amerikan vetosunu eleştirdi, Amerikan vetosunun insani bir çözümü engellediğini ve Gazze'deki acıyı uzattığını belirtti.
Amerikan son vetosu, Başkan Donald Trump'ın Ocak 2025'te Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana ilk veto olup, Washington'un Gazze ile ilgili kararları boşa çıkarmak için bu hakkı kullandığı dördüncü veto olmuştur.
Bu, Amerika Birleşik Devletleri ile geleneksel müttefiklerinden birkaçı arasındaki keskin farklılığın devam ettiğini yansıtmaktadır, krizle nasıl başa çıkılacağı konusunda.
Eleştirilerin şiddetini azaltmaya yönelik bir girişim olarak, Washington, "geçici ateşkes" çağrısında bulunan alternatif bir karar tasarısı sundu, rehinelerin serbest bırakılmasına odaklandı.
Ancak bu öneri geniş destek görmedi ve gözlemciler, uluslararası talepleri tamamen durdurma ve halkın acısını hafifletme konusunda bir kaçamak olarak değerlendirdi.
Hamas Hareketi, Amerikan vetosunu sert bir şekilde kınayarak, bunu "ahlaki ve insani olmayan" olarak nitelendirdi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Filistin halkına yönelik