Karibik'te 11 kişinin öldürülmesinin ardından Maduro, Trump ile doğrudan diyalog talep etti

Beklenmedik bir adımda, Venezüella Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro, Amerikalı Başkan Donald Trump yönetimi ile doğrudan bir diyalog yapmayı teklif etti. Bu teklif, uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan bir Venezüella teknesine yönelik ilk Amerikan askeri saldırısından sadece birkaç gün sonra geldi. Karibik denizinde gerçekleşen bu olayın ardından geldi.

Venezüella hükümetinin dün yayımladığı resmi mesajda, Maduro, Venezüella'nın Güney Amerika'dan dünyaya uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair Amerikan iddialarını reddetti ve bunları ülkesinin imajını lekelemek ve iki taraf arasındaki ilişkileri zedelemek amacıyla yapılan "yanlış iddialar" olarak nitelendirdi.

"Sayın Başkan, umarım birlikte ilişkilerimizi kirleten yalanları çürütme fırsatımız olur. Bu ilişkiler tarihi ve barışçıl olmalıdır... Bu ve diğer konular, medya gürültüsünü ve sahte haberleri aşmak için özel elçiniz Richard Grenell ile doğrudan ve açık bir diyalog için her zaman gündemde kalacaktır."

Caracas, 6 Eylül tarihli mesajın aynı gün bir arabulucuya teslim edildiğini doğruladı. Bu, Amerikan güçlerinin Venezüella teknesine yönelik saldırısından sadece dört gün sonra gerçekleşti. Trump yönetimi, bu teknenin uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı "Tren de Aragua" çetesi üyelerini taşıdığını iddia etti, ancak Washington bu iddiaları destekleyecek resmi kanıt sunmadı.

Saldırı sonucunda 11 kişi hayatını kaybetti. Amerika Birleşik Devletleri, bu kişilerin kaçakçılık yapan suç örgütlerine ait olduğunu açıkladı. Venezüella hükümeti ise operasyonun herhangi bir soruşturma veya kesin kanıt olmadan gerçekleştirildiğini belirterek, bunu "egemenliğin ihlali" olarak nitelendirdi.

Washington, Maduro'yu uyuşturucu ticaretine karışmakla suçlamaya devam ediyor ve onu yakalamaya yönelik bilgi verenlere 50 milyon dolar gibi büyük bir ödül teklif etti.

Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri, Karibik denizinde, özellikle Amerika'ya ait olan Porto Riko'da, uyuşturucu kartellerine karşı yürüttüğü savaşı artırdığını belirterek, savaş gemileri ve birkaç F-35 savaş uçağı konuşlandırdı.

Venezüella hükümeti, bu suçlamaları şiddetle reddetti ve Washington'un ülkeye karşı gizli bir savaş yürüttüğünü savundu.

Amerikan askeri tırmanışına yanıt olarak, Venezüella, ana Venezüella topraklarından 65 kilometre uzaklıktaki La Orchila adasında büyük askeri tatbikatlar başlattı.

Maduro, yaşananları, Caracas'ta rejim değişikliği hedefleyen emperyalist bir planın parçası olarak tanımladı ve Venezüella'nın petrolünü çalmaya yönelik bir girişim olarak nitelendirdi. Savunma Bakanı ise Amerikan hareketlerini, ulusal egemenliği tehdit eden ve ülkenin güvenliğini tehlikeye atan "açık olmayan bir savaş" olarak tanımladı.

Bu bağlamda, Venezüella, Karibik'te meydana gelen son olayla ilgili bağımsız bir BM soruşturması talep etti ve Amerikan adımının bölgesel askeri tırmanışa yol açabilecek tehlikeli bir emsal teşkil ettiğini vurguladı.

Mesajında, Maduro, ülkesinden geçen uyuşturucu oranının Kolombiya toplam üretiminin yalnızca %5'ini geçmediğini ve kendi güçlerinin bu miktarın %70'ini kaçakçılık girişimleri sırasında durdurup imha ettiğini vurguladı.

Karibik'teki durum gerginleşiyor ve diplomasi yeniden sahneye çıkıyor.

Acaba Maduro - Trump diyaloğu, bir çıkışın başlangıcı mı yoksa jeopolitik çıkarlar ve doğal kaynakların iç içe geçtiği bir çatışmada geçici bir ateşkes mi olacak?