Abdullah Öcalan, Türk-Kürt çatışmasını sona erdirmek için "büyük bir dönüşüm" çağrısında bulunuyor.

Kürt İşçi Partisi'nin kurucusu ve hapsedilmiş lideri Abdullah Öcalan, Türkiye ile Kürt azınlık arasındaki ilişkileri düzeltmek için "büyük bir dönüşüm" yapılması gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar, parti tarafından varlığını sonlandırma ve silahlarını teslim etme kararının ardından geldi.
Öcalan'ın açıklamaları, "Eşitlik ve Halkların Demokrasisi Partisi" (HDP) heyeti tarafından İmralı Cezaevi'ne yapılan ziyaret sırasında iletilen bir mektup aracılığıyla yapıldı. Öcalan, 1999 yılından bu yana ömür boyu hapis cezası çeken ve tek kişilik hücrede tutulan bir mahkum olarak İmralı'da bulunuyor.
Bu ziyaret, parti tarafından 12 Mayıs'ta kendi varlığını sonlandırma ve silahlarını teslim etme kararının açıklanmasından bu yana Öcalan'a yapılan ilk ziyaretti. Bu adım, 1984 yılında Kürt devleti talebiyle silahlı isyan başlatan ve 40 binden fazla kişinin ölümüne neden olan kanlı çatışmayı sona erdirmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin 85 milyonluk nüfusunun yaklaşık %20'sini oluşturan Kürtler, Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık %20'sini oluşturuyor.
76 yaşındaki Öcalan, mektubunda şunları yazdı: "Yaptığımız şey büyük bir dönüşümü içeriyor", Türk-Kürt ilişkilerini "kopuk kardeşlik ilişkisi" olarak nitelendirdi.
Ve ekledi: "Kardeşler birbirleriyle savaşıyorlar, ancak birbirlerinden ayrı yaşayamazlar", "kardeşlik kavramına dayalı yeni bir anlaşma" çağrısında bulundu.
Ve devam etti: "Bu ilişkiyi bozan tüm tuzakları ve mayın tarlalarını kaldırmalı ve kopuk yolları ve köprüleri onarmalıyız."
Ziyaret eden heyet, HDP'den milletvekili Pervin Buldan ve Öcalan'ın avukatı Özgür Erol'u içeriyordu. Bu ziyaret, Türk Parlamentosu'nun eski başkan yardımcısı ve Ankara ile parti arasındaki diyalogun önde gelen mimarlarından olan Sırrı Süreyya Önder'in 3 Mayıs'ta kalp krizi sonucu ölümünden önce gerçekleşen ilk ziyaretti.
Önder, yıllarını çatışmayı sona erdirmeye adamış ve geçen Aralık ayından bu yana Öcalan'ı birkaç kez ziyaret eden heyetin bir parçasıydı. Mektubunda Öcalan, "Sırrı Süreyya Önder ile son kez konuşmayı dört gözle bekliyordum" diyerek onu "bilge biri" olarak nitelendirdi ve "hatırl